Değişmesi gereken bir şey hakkında geri bildirim vermek ya da almaktan rahatsız oldunuz mu? İletişim eksikliği, farklı fikirlerin oluşmaması, anlaşmazlık ve çatışma, kurumun kültüründe bir salgını işaret eder. İş dünyası iletişimde kelimeleri, yazışma dilini önemsediği kadar, sözsüz iletişimde önemli olan ses tonu ve beden dilini de önemsemelidir. Kurumda şiddet içeren iletişimin kuralları tanımlanmamış ise çalışanlarınız bunu her gün yaşıyor olabilir. 1970’lerde Marshall Rosenberg tarafından geliştirilen, iletişimi geliştirmeyi ve empatiyi artırmayı amaçlayan bir araçtan bahsetmek istiyorum.
İş dünyasında çok duyduğum sözler; ‘’Duygunuzu kapıdan içeri almayın.’’,’’Ne kadar çok duygusalsınız?’’,’’Çok anlam yüklüyorsunuz?’’. Müşteriler ile duygu bağını önemseyenler, çalışanının duygusunu yadsıyarak, yok sayan yaklaşımla iletişime baştan şiddet oluşturmaktadır.
Şiddetsiz İletişimin Uygulanmasında Dört Adım
- Gözlem: Tepkilerimiz otomatik olarak çıkar. Değerlerimizi bilmek, farkına varmak, anlamak, anlatmak sürecini yönetmek için durumu gözlemlemek önemlidir. Gördüklerimizi ve duyduklarımızı yargılamadan aktarmamıza yardımcı olur. Gerçekleri gözlemleyin ve diğer kişiyle bunu gündeme getirin.
- Duygular: Duyguları tanımlayan kelime dağarcığımızı geliştirmek ve ifade etmek, iletişim gücümüzü artırır. İç arkadaşınızı yargılamak, değersizleştirmek, ona saldırmak veya saygısızlık etmek, yaptığı şeyin incittiğini, rahatsız ettiğini vs. ifade etmekle aynı şey değildir. Duygular, başkalarıyla bağlantı kurmamıza ve anlayış geliştirmemize yardımcı olur. Gözlemlediğiniz duyguları not edin ve bunu iletin.
- İhtiyaçlar: Duyguların ardındaki ihtiyacı keşfetmek, kendimizin ve başkalarının ihtiyaçlarını anlamamızı, sorumluluğu alma sürecini yaratacaktır. Bu durum sizde hangi duyguları tetikliyor. Duygularımızı yaratan arzuları, istekleri ve değerleri anlayın ve bunları diğer kişiye açıklayın.
- İstekler: İhtiyaçlarımızı açık, somut ve tehdit edici olmayacak bir şekilde iletmemize yardımcı olur. Hayır’ı duyma kaygısını bir kenara bırakarak, net olarak ne istediğimizi ifade etmeye odaklanmalısınız. Durumu çözmeye yardımcı olacak somut eylemler isteyin.
Rosenberg şiddetsiz iletişim kavramını yeterince açıklayabilmek için iki hayvan metaforunu kullanmıştır.
Çakallar: Başkalarına hükmetmeye çalışan, talepkar ve rekabetçi olan, ceza ve ödül temelinde hareket edenler. Konuşurken ahlaki yargıları, eleştiriyi, alaycılığı, manipülasyonu, suçlamayı ve güç pozisyonunu kullanırlar. .
Zürafalar: Objektif olmaya çalışırlar, duruma farklı açılardan bakarlar. Diğer insanların duygularını ve ihtiyaçlarını da göz önünde bulundururlar. Hatalardan öğrenmeyi ve işbirliğini teşvik ettikleri şefkatli, şiddet içermeyen iletişimi uygularlar.
İşyerinde Şiddetsiz İletişimi Kullanmanın Yararları
Gallup araştırmasına göre insanların %76’sı iş yerinde tükenmişlik yaşıyor. Bu tükenmişliği aşmak için, insanı ihtiyaçlarla kurumsal değerleri bir birine bağlamalısınız. Başka ne tür faydalar derseniz… - Etkili İletişim: Şiddetsiz iletişim, açık ve etkili konuşmaları teşvik ederek yanlış anlamaları ve yanlış yorumlamaları azaltır. Çalışanlar arasında daha güçlü bağ kurulmasını sağlayarak takım çalışmasını geliştirir.
- Çatışma ve gerilimin azalması: Bu yapılandırılmış yaklaşım, duygulara ve ihtiyaçlara odaklanarak, çatışmalardaki gerginliği ve savunmayı azaltmaya yardımcı olur. Bu daha hızlı ve barışçıl çözümlere yol açar.
- Kurumsal İtibarı Güçlendirir: Çalışanların kendilerini değerli ve desteklenmiş hissettikleri bir saygı, güven ve işbirliği kültürünü teşvik eder. Bu sayede iş yeri saygılı, etik değerleri önemseyen, üst düzey yetenekleri ve müşterileri elinde tutar, kuruma çekebilir.
- Katılımcılığı Artırır: Çalışanlar arasında farklılığın zenginlik olduğunu anlamamıza, yaratıcı olmayı ve sorumluluk duygusunu teşvik eder. İş yaşam dengelerinin oluşmasında zihinsel ve fiziksel sağlıklarının olumlu gelişmesine katkı sağlar.
- Verimliliğin artması: Yargılayıcı olmayan, açık, net iletişim ile çatışmalar etkili bir şekilde çözülür.Yeni fikirleri besleyen ortam, çalışanların görevlerine odaklanmasını sağlarken yüksek performansı doğurur.
- Kişisel gelişim: Artan kişisel ve sosyal farkındalık, davranışların ardındaki duyguyu tanıma, bilme ve yönetme sürecine fırsat yaratır. Çalışanlarda duygusal zekayı geliştirirken, iş performansına katkısı oldukça fazla olur.
- Gelişmiş liderlik: Şiddetsiz iletişim uygulayan liderler, ekiplerini etkili bir şekilde, güvenle motive edebilir ve yönetebilirler.
İşyerinde Şiddetsiz İletişimi Geliştirmeye Yönelik İpuçlarım
Kendi duygunuzu, başkalarının duygusunu fark etme, anlama, yönetme konusundaki meraklı, istekli olun. Duygu kontrolü için bir günlük tutmak, bağımlısı olduğumuz duyguları tanımamıza yardımcı olur. Buna göre meditasyon uygulamaları, doğa yürüyüşü yada fiziksel aktiviteler fayda sağlar. Etki tepki arasında es vermek, soru sormak, frontalkorteksi aktive eder. Durum neydi? Nasıl hissettim? Hangi düşünceler ortaya çıktı? Bu durumda hangi ihtiyacım karşılanmadı? Kendim veya karşımdaki kişi için ne isteyebilirdim?
Normal bir insan dakikada 16-18 saniye odaklanma sorunu yaşar ve stres altında bu daha çok artar. Aynı zamanda dakikada benzer sayıda gözümüzü kırparız. Bu görmeme durumu karşısında beynimiz, kelimeleri, ses tonunu, görüntüleri ve beden dili örüntülerini tamamlayarak, oluşan hislerimiz üzerinden varsayımlar oluşturur. İrrasyonellik yaratan bu durum, konuya ve duruma odaklanmamızı engeller.
Empatik dinleme ile sözlü ve sözsüz iletişimi güçlendirin. İletişimde olduğunuz kişinin, duygu ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışın. Bunun için duyduklarınızı düşünün. Yargılama ve eleştiri yapmaktan kaçının, direnç oluşturur.
Açık uçlu sorular ile belirsizlikleri açığa kavuşturun. Niyeti ve motivasyonunu bildiğinizi varsaymaktan kaçının. Geçmiş şikayetler ve gelecek belirsizlikler yerine, mevcut duruma ve anda olmaya odaklanın. Aşağılayıcı, etkisizleştirici, güçsüzleştirici dil kullanmaktan uzaklaşıp, saygılı, kibar bir dil kullanın. Ortak amacı ve çıkarları işaret eden, çatışma yönetiminde kazan kazan ilişkisi yaratın.
Beden dili mesajınızda, farklılığı destekleyen ve güven veren olmalıdır. Kültürel farklılıkların, kurumun zenginliği olduğunu bilin. Ekip iletişiminde, amaç, süreç ve verimliliğin net tanımlamasını yaparak kuralları belirleyin. Belirsizlik ve tutarsızlık oluşturacak algı yaratmayın. Şiddet içermeyen iletişimi tanıyın, rol model olun ve ödüllendirin.
Yüksek Performans ve Aidiyet Güçlendirir.
Şiddetsiz iletişim bilinçli niyete bağlıdır. Empatik dinleme, açık ve saygılı iletişimi oluşturma, kurumlarda zaman-çaba gerektirmektedir. Liderler, ortak amaç etrafında, farklılıklardan beslenir ve bunun için kurum kültürüne odaklanır. Dinlendiğini, anlaşıldığını ve değer verildiğini hisseden çalışanların, yüksek performans ve kuruma bağlılık oranları daha yüksek olur.