4 HARFLİLER

Tarih

Bu yazımız stratejik yönetim alanında 4 harfliler üzerine. Gördüğümüz üzere hepsi 4 harfli: VUCA, BANI & RAAT. “İş dünyasında liderlerin, kurucuların karşılaştığı yeni zorlukları ve bu zorluklar karşısında geliştirilen yaklaşımları ifade eder” .
1.VUCA: 1990-2010’ların DÜNYASI
Her ne kadar ABD Kara Kuvvetleri Harp Okulu tarafından Soğuk Savaş sonrası dünyada faaliyet göstermenin zorluklarını tanımlamak için kullanıldığı genel kabul görmüş olsa da ilk olarak 1985 yılında iki akademisyen Warren Bennis ve Burt Nanus tarafından “Leaders. The Strategies For Taking Charge” adlı kitaplarında yönetim ve liderlik için çeşitli dış faktörlerin zorlukları ve bunların kurumsal yönetim için ne gibi sonuçları olduğu açıklanmıştır . VUCA, dört temel unsurdan oluşur :
Değerli arkadaşım, Viyana Üniversitesi Ekonomi ve İşletme Fakültesi önceki Dekanı ve şimdi de Viyana Üniversitesi Executive Academy (Yönetici Akademisi) Dekanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Bodo Schlegelmich, VUCA’yı bakın nasıl irdeliyor : VUCA, milenyumun başında yönetim ve liderlik literatürüne ve işletme derslerine konu olmuştur. Birkaç yıl sonra da değişen koşullar nedeniyle tanınmış uluslararası bilim insanları tarafından bir veya iki “D” eklenerek genişletilmiştir.
Volatility (Değişkenlik): Piyasalar, hisse senedi fiyatları, iş modelleri ve müşteri talepleri gibi birçok alan aşırı dalgalanmalarla yönetilmektedir. Şirketlerin bu değişken koşullara giderek artan bir hızla tepki vermesi kaçınılmazdır.
Uncertainty (Belirsizlik): VUCA dünyasında öngörülebilirliği mümkün kılan uzun vadeli tahminler zorlaşmakta ve bu da hem kuruluşlarda hem de insanlarda istikrarsızlığa ve belirsizliğe yol açmaktadır.
Complexity (Karmaşıklık): VUCA dünyası, küreselleşmenin ve dijitalleşmenin, piyasadaki tamamen farklı oyuncular arasında daha fazla bağlantı yaratması nedeniyle daha karmaşık hale gelmektedir. Her şeyin bir şekilde birbirine bağlı ve giderek daha şeffaf olmayan hale gelmesi artık basit neden sonuç mekanizmalarının yetersizliğini ortaya çıkarmaktadır.
Ambiguity (Muğlaklık): Karmaşık bir dünyada, hiçbir şey sadece siyah veya beyaz veya açıkça evet veya hayır olmaktan çıkmaktadır. Her şey sayısız şekilde görülebilmekte ve yorumlanabilmektedir. Nedenleri tespit etmek veya etkileri net bir şekilde tahmin etmek imkansız hale gelmektedir.
Diverse (Farklı):
Şirketler, farklı kökenler, cinsiyetler ve sosyalleşme deneyimleriyle şekillenen farklı dünya görüşlerine ve yetiştirilme tarzlarına sahip çok çeşitli insanları istihdam etmektedir. Şirketler bu farklılıklardan faydalanabilir ve bunları daha fazla yaratıcılık ve inovasyon gücü ortaya çıkaran fırsatlar olarak kullanabilirler.
Dynamic (Dinamik):
Hızla değişen dinamik pazarlar şirketler için yeni zorluklar yaratır. Bu da daha hızlı ve daha çok yönlü olmalarını gerektirir. Eski hiyerarşik yapılardan ziyade çevik organizasyon biçimleri ve iş süreçleri çok daha önemli hale gelmektedir.
VUCA modeli, şirketlerin ve organizasyonların modern dünyanın zorluklarının üstesinden gelmeleri için bir araç olarak kullanılabilir ve liderlerin belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklıkla başa çıkma stratejileri geliştirmelerine yardımcı olabilir.
2.BANI: 2020’lerin MODELİ
2020 yılında Amerikalı fütürist Jamais Cascio “Facing the Age of Chaos” makalesi ile ortaya yepyeni bir paradigma tanımladı: BANI. VUCA kullanışlı ve yardımcı bir model olarak hala etkisini sürdürse de BANI günümüz iş dünyasında bir adım öne geçmektedir. VUCA dünyanın durumunu tanımlarken, BANI aynı zamanda sonuçları açıklamakta ve ortaya çıkan zorluklarla başa çıkmak için yaklaşımlar sunmaktadır .
Brittle (Kırılgan):
Kırılgan, Volatile’ın daha da geliştirilmiş halidir. Kırılganlık artık sadece değişkenlik ilgili değil, görünüşte istikrarlı bir sistemin ani ve öngörülemeyen bir şoku veya hatta yıkımıyla ilgilidir ve bu da küresel bir dalgalanma etkisine yol açabilir . Bir şey kırılgan olduğunda, ani ve felaketle sonuçlanacak bir arızaya karşı hassastır. Kırılgan olan şeyler güçlü görünür, hatta güçlü bile olabilirler, ta ki bir kırılma noktasına gelene kadar, sonra her şey dağılır. Kırılgan sistemler, sağlam olmayana kadar sağlamdır. Kırılganlık yanıltıcı bir güçtür. BANI dünyasında kırılgan bir sistem, çöküşün eşiğinde olsa bile, her zaman iyi, güçlü, devam edebildiği sinyalini veriyor olabilir .
Japonya’daki 7.4 büyüklüğündeki deprem, ucuz bir çipin üretimini durdurması sonucu Detroit’te otomobil üretim hatlarının durma noktasına gelmesi; CrowdStrike yazılım güncellemesinde problem çıkması yüzünden milyonlarca Windows bilgisayarının kitlenmesi ve dünya çapında uçuşların iptali; Teksas’ta güçlü bir fırtınadan kaynaklanan elektrik kesintileri ve hastaneleri işlemez duruma getiren fidye yazılımları örnek olarak verilebilir .
Anxious (Kaygı)
Kaygı, çaresizlik duygusunu, ne yaparsak yapalım her zaman yanlış şey olacağı korkusunu 2024’teki iklim felaketleri, siyasi çalkantılar ve sonuçları, toplu silahlı saldırılar, mikroplastikler; İşten çıkarılma durumu; işletmeniz bir sonraki durgunluktan etkilenme durumu; gümrük vergilerindeki artışlar kaygılara örnek oluşturmaktadır .
Non-linear (Doğrusal olmayan)
Doğrusal olmayan bir dünyada, neden ve sonuç görünüşte bağlantısız veya orantısızdır . En küçük sorunların bile çok daha sonra fark edilebilecek anlaşılmaz ve karmaşık sonuçları olabilmekte ve nedenleri ortaya çıkarmak zorlaşabilmektedir . Bir başka deyişle, A, B’ye yol açar, bu da C’yi doğurur. Ancak, A’nın nedeni çok sayıda bileşen içerebilir ve yalnızca B’ye değil, x tane daha fazla etkiye yol açabilir. Bu, etkilerin öngörülebilir bir oranda olmaması nedeniyle yeterli önlemler almayı da çok zorlaştırır. Örneğin plastik fiyatları, Korona sırasında daha az uçuş olduğu için artmıştır. Bunun nedeni uçakların Kerosen kullanmasıdır. Kerosen üretimi, plastik üretimi için hammadde olan bir dizi yan ürün üretmektedir. Rafineriler azalan kerosen talebi nedeniyle kapasitelerini kısmak zorunda kaldıklarından daha az yan ürün üretilmesine yol açmıştır. Burada neden ve sonuç hala izlenebilse de iklim değişikliği durumunda, neden ve sonuç zaman açısından bir önceki örnek kadar yakın olmaması ve kavranmasının zorluğu durumu linear olmaktan çıkarmaktadır .
Incomprehensible (Anlaşılmaz):
Anlaşılmazlık, esas olarak “Aşırı bilgi yüklenmesinin” son halidir. Daha fazla veri, hatta büyük veri, ters etki yaratabilir; dünyayı anlama yeteneğimizi alt üst edebilir, gürültüyü sinyalden ayırt etmeyi zorlaştırabilir . Bir başka değişle, anlaşılmazlık, bazı değişikliklerin anlaşılmasının veya tahmin edilmesinin imkansız olması sebebiyle örgütlerin uyum sağlamak için yeni düşünme ve çalışma yöntemleri geliştirmelerinin gerekliliğini tanımlamaktadır .
3.RAAT: BANI için ÇÖZÜM
Jamais Cascio, BANI’ye çözüm olarak RAAT’ı önermektedir . RAAT,
Resilience: Esneklik (dayanıklılık)
Attentiveness: Dikkat (empati/farkındalık)
Adaptation: Uyum (doğaçlama)
Transparency: Şeffaflık (sezgi/içgüdü)
Kırılganlığa Karşı Esneklik/Dayanıklılık
Kırılgan sistemler, ani şoklara dayanma kapasitesi olan bir sistemin, örgütün veya kişinin dayanıklılığına ihtiyaç duymaktadır. Kırılgan olmaktan ziyade esnek olmak!!! Sistem dayanıklılığı genellikle beklenmedik durumlara karşı bir yastık görevi görecek kaynaklar oluşturmak anlamına gelmektedir. Sınırlı kullanılabilirlik dönemleri için ek gıda stokları depolamak örnek olarak verilebilir. Daha komplike bakış açısıyla, acil durum planlaması veya büyük ölçekli felaketlere müdahale etme pratiği gibi olabilir. Her iki durumda da, burada kritik olan şey, bir kriz çıkmadan önce gerçekten dayanıklı bir sistemin oluşturulması gerektiğidir
Kaygıya Karşı Dikkat/Empati/Farkındalık
Kaygı uyandıran sistemler empatiye, bozuk veya kaotik bir sistemin olumsuz insan etkilerinin tanınmasına ve kabul edilmesine ihtiyaç duymaktadır. BANI perspektifinden empati, algoritmik manipülasyonu olduğu gibi görmeye ve kaos kaynaklı stresin hepimizi etkilediğini takdir edebilmeye kadar inebilir . BANI dünyasında farkındalık, olumsuz düşünce döngüsünü durdurmak anlamına gelmektedir. Farkındalık, yanlış kararlar alma korkusunu ortadan kaldırmaya yardımcı olabilmekte ve bu da harekete geçme yeteneğine imkan tanımaktadır .
Doğrusal olmayana karşı Adaptasyon/Doğaçlama
Doğrusal olmayan sistemler doğaçlamaya, beklenmeyen değişikliklere ve gelişmelere hızla uyum sağlama yeteneğine ihtiyaç duymaktadır. Baskı altında yaratıcı olmak!!! Doğaçlama, insanların yalnızca önceden belirlenmiş seçimlerle sınırlı olmamasını gerektirir. Normal koşullar altında, bu önceden belirlenmiş seçimler en iyisi olabilir. Ancak koşullar artık normal olmadığında, yaptığınız şeyi yapmaya devam etmek – veya daha kötüsü, yapmaya devam etmeye zorlanmak – bazen feci sonuçlara yol açabilir .
Anlaşılmazlığa karşı Şeffaflık/Sezgi
Anlaşılmaz sistemler, sezgiye yani beynimizin gizli bağlantıları tanıma yeteneğine veya her şey yolunda görünse bile bir şeylerin yanlış gittiğini hissettirmene ihtiyaç duymaktadır. Buna “içgüdü” de dinilmektedir. Bilinçaltı zihinlerimiz, orada bulunan ancak bilinçli olarak fark etmediğimiz kanıtları bir araya getirerek sonuçlara ulaşabilir. Sezgiyle ilgili mesele şu: bunu yalnızca insan beyinleri yapabilir. Milyonlarca yıllık biyolojik evrimin ürünüdür. Tam olarak neyin yanlış olduğunu veya ne yapacağınızı bilmediğinizde içgörülere ulaşmak bazen başarıya -veya hatta hayatta kalmaya- giden tek yol olabilir .
4.UYGULAMA
VUCA çerçevesi iş ortamının zorluklarına ve uyum sağlama ihtiyacına odaklanırken, BANI çerçevesi değişimin itici güçlerine ve inovasyon ihtiyacına odaklanır. VUCA daha çok işletmenin iç işleyişiyle ilgilenirken, BANI daha çok değişimi yönlendiren dış güçlerle ilgilenir.
VUCA çerçevesi genellikle işletmeler tarafından değişen koşullara uyum sağlayabilen stratejik planlar geliştirmek için kullanılır. Öte yandan, BANI çerçevesi genellikle işletmeler tarafından ortaya çıkan eğilimleri ve inovasyon fırsatlarını belirlemek için kullanılır .
VUCA, teknoloji ve gelişmekte olan pazarlar gibi hızla değişen sektörler veya öngörülemeyen ortamlar için en uygunudur. Bu bağlamlarda faaliyet gösteren kuruluşlar belirsizliği kucaklamaktan ve değişken koşullardaki fırsatlardan yararlanmaktan faydalanır.
BANI, kültürel çeşitlilik gösteren örgütlerde veya sağlık ve sosyal sektörlerde olduğu gibi ahlaki ve etik hususların önemli olduğu durumlarda daha büyük önem taşır. Karar vericiler, BANI’yi seçimleri kültürel normlar ve inançlarla uyumlu hale getirmek ve kararlarına daha büyük destek kazanmak için kullanabilirler .
VUCA ve BANI kadar ünlü olmasa da adlarını anmadan geçmeyeceğimiz diğer 4 Harfliler de RUPT, TUNA ve DARC.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

İş gücünü dönüştüren 4 Teknoloji ve 7 İş gücü sektörü

WEF’in Ekim 2025 tarihli “Jobs of Tomorrow” beyaz kâğıdı, işgücünü dönüştüren dört teknolojiyi, AI, robotlar ve otonom sistemler (fiziksel AI), enerji teknolojileri ile ağlar ve algılama, merkeze alıp dünyanın en büyük yedi iş grubuna (tarım, imalat, inşaat, işletme-yönetim, toptan/perakende, ulaştırma-lojistik, sağlık) etkilerini resmediyor: İşverenlerin %86’sı AI’ın 2030’a dek şirketlerini dönüştüreceğini öngörürken, gen AI tabanlı “AI ajanlarının” bağımsız görev yürütmesi üretkenlik vaat ediyor fakat gizlilik ve güvenilirlik risklerini büyütüyor; robotik kurulumları 2020’den beri yılda %5–7 artarken son iki yıldaki yaklaşık %40’lık maliyet düşüşü ve kurulumların %80’inin Çin, Japonya, ABD, Kore ve Almanya’da yoğunlaşması fiziksel otomasyonu hızlandırıyor; enerji tarafında işverenlerin %41’i dönüşüm bekliyor ve EV’ler ile veri merkezleri yeni talep dalgaları yaratıyor; ağ ve sensörlerdeki ilerleme (yüksek çözünürlüklü kameralar, LiDAR, dokunsal sensörler) diğer tüm teknolojilerin etkinliğini katlıyor, ancak Avrupa’daki %91’e karşı Afrika’daki %38 internet erişimi dijital uçurumu büyütme riski taşıyor. Bu tablo, tarımda dron operatörlerinden veri analistlerine uzanan yeni rolleri, imalatta AI destekli kalite güvencesi ve kök neden analitiğini, inşaatta BIM+AI ve yarı otomatik tuğla döşemeyi, işletme-yönetimde uzaktan çalışmanın ve Aİ’nin belirsiz denklemini, perakendede talep tahmini ve enerji depolama altyapısının teknik operatör ihtiyacını, lojistikte AI ajanları, depo robotları ve gerçek zamanlı platform optimizasyonunu, sağlıkta idari otomasyonla %70–90’a varan işlem süresi düşüşlerini ve tahmine dayalı analitiği bir arada gösteriyor; fakat aynı anda beceri-eğitim uyumsuzluğu, düşük-orta beceri işlerde kitlesel kayıp, insan özneliğinin algoritmik erozyonu ve enerji/ekoloji sınırları gibi kırılganlıkları büyütüyor. Sonuçta resim net: üretkenlik ve ölçeklenebilirlik teknolojiden gelir, ama geleceğin işinde değeri belirleyecek olan hâlâ insanın kendisi, yaratıcılık, etik yargı, empati ve uyum becerisi; yani makinenin kurduğu düzenin içinde anlamı kurabilme gücü.

Kapıdan Gidenler, Gönülden Gitmeyenler: İşten Çıkarmanın İnsani Yüzü

Özetleyici şöyle dedi: Bir iş görüşmesinde adayın “En son işten çıkarılan kişinin sebebi neydi ve bu sürece nasıl yaklaştınız?” sorusu, konunun özünü tek cümlede yakalamıştı: Bir şirketin karakteri, zor zamanlarda insanlarına nasıl davrandığıyla belli olur. İşten çıkarma genellikle bir maliyet önlemi gibi görülür, ama asıl maliyet içeride kalır; güven, bağlılık ve üretkenlik sessizce azalır. Araştırmalar, saygısız ve şeffaflıktan yoksun süreçlerin çalışan bağlılığını ve iş tatminini dramatik biçimde düşürdüğünü gösteriyor. Kalanlar, bir sonraki sıranın kendilerine gelip gelmeyeceğini düşünür; ortaya çıkan sadakat, çoğu kez yalnızca hayatta kalma içgüdüsüdür. Oysa bir çalışanı nasıl uğurladığınız, kalanlara verdiğiniz en kalıcı kültür dersidir. Saygıyla yönetilen bir ayrılık, ileride mezunlar ve “bumerang” çalışanlar olarak geri dönen gerçek bağlılık tohumlarını eker. Bu nedenle şeffaflık, teşekkür ve onurlu veda mektupları sadece nezaket değil, stratejik bir yatırımdır. Çünkü insanlar işten çıkarılma anında değil, o anın nasıl yönetildiğinde şirketlerine dair gerçek fikri edinirler. Bir fırtına geçtikten sonra kurumun geleceğini belirleyen, gidenlerin ardında kalan sessizlikte duyulan güvendir.

İş Hayatında Sessiz Felaketler

Sabahları aynı yüzler, aynı sessizlik; herkesin elinde telefon, yüzünde yorgun bir ciddiyet. Modern çağın görünmez marşı, verimlilik temposuyla atılan adımların arasında insanın sesi kayboluyor. Artık felaketler iflasla, krizle değil, içten içe yanan tükenmişlikle ölçülüyor. Dışarıdan parlak, içeriden boş insanlar birer birer sabah işe koşarken aslında kaçıyor, kendinden, sessizlikten, anlam arayışından. Kariyer bir umut olmaktan çıkıp bir yarışa, bir maskeye dönüşmüş; herkes güçlü görünmeye mecbur, herkes “iyiymiş gibi” yapıyor. Mobbing, görünmeyen rekabet, gülümseyen yorgunluk… Modern ofisler sessiz yangınlarla dolu. Bir mail, bir karar her şeyi yıkabiliyor, çünkü sistemde insanın adı yok. Ama yine de bir umut var: çünkü felaketin içinde bile insaf, anlayış, teşekkür hâlâ mümkün. Çalışmak, sadece üretmek değil; yaşamakla, anlamla, insanla bağ kurmak olmalı. Asıl felaket unutmaktır ,neden başladığımızı, neye inandığımızı unuttuğumuzda. Yorgun yüzlerin arasında hâlâ “Ben hâlâ kendim miyim?” diye soranlar var. O soru varsa, umut da var. Çünkü insan, çalışarak değil, anlamını koruyarak insan kalır.

Kamera, Işıklar, Motor?

Yapay zekanın yaygınlaşmasıyla birlikte, kullanım alanları veri analizinden sanata, yazıdan videoya kadar genişledi. DALL-E ve Imagen gibi ilk görüntü modelleri hatalarına rağmen bu devrimin öncüleriydi; ardından gelen Veo 3, sesli video üretebilen ilk model olarak çıtayı yükseltti. Aynı dönemde “AI Commissioner” filmiyle dünyanın ilk yapay zeka aktrisi Tilly Norwood sahneye çıktı, hatta bir menajerlik ajansına kaydoldu. Meta, Midjourney ortaklığıyla “Vibes” adını verdiği tamamen yapay zekalı bir video paylaşım alanı kurarken, OpenAI da Sora 2 modelini ve buna bağlı sosyal medya platformunu duyurdu; kullanıcılar artık yapay zekayla video üretip birbirlerinin içeriklerini yeniden kurgulayabiliyor. Google’ın Veo 3.1 sürümü ise daha doğal sesler, gelişmiş dudak senkronu ve kesintisiz sahne akışıyla dikkat çekti. Kusurları hâlâ gözle görülse de bu modeller artık insan benzeri karakterler yaratabiliyor, fiziksel tutarlılığı koruyabiliyor ve hikâye devamlılığını yakalayabiliyor. OpenAI destekli 30 milyon dolarlık “Critterz” filmi ve Amazon’un kişiye özel içerik üreten Showrunner projesi, sinema ve eğlencenin geleceğine işaret ediyor. Ancak tüm bu ilerlemenin merkezinde hâlâ insan var; çünkü yapay zekanın yaratıcılığı bile insanın üretiminden doğuyor. Bu nedenle teknolojinin gelişimi, sanatçıyı dışlamadan ve kötüye kullanıma açık bırakmadan sürdürülmek zorunda.