Thomas A. Harris, Ben Ok’im, Sen Ok’sin adlı kitabında şöyle der:
“En dikkat çekici keşif, sadece geçmiş olayların detaylarının değil, aynı zamanda bu olaylarla ilgili hissedilen duyguların da kaydedilmesidir.”
Yani, yaşadığımız olaylar ve hissettiğimiz duygular beynimizde ayrılmaz bir şekilde yer eder. Peki, ego nasıl şekillenir?
Çocukluğumuz bu konuda belirleyici bir rol oynar.
Egoyu Yaralayan Bir Anne-Baba-Çocuk Diyaloğu
Aile içindeki iletişim, çocukların gelişimi ve psikolojik sağlığı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Özellikle anne ve babaların, çocuklarının egosunu zedeleyen yanlış iletişim tarzları, onların özgüvenlerini ve duygusal durumlarını olumsuz yönde etkileyebilir. İşte egoyu yaralayan bir anne-baba-çocuk diyaloğu;
Anne:
“Bir daha böyle bir şey yapma. Hep senin yüzünden işler ters gidiyor. Her şeyin kolayca başarılabileceğini düşünüyor musun? Neden hiç ciddiye almıyorsun?”
Baba:
“Evet, bazen çok sorumsuz davranıyorsun. Bu kadar zor bir şey değil, ama sen hâlâ ne yapman gerektiğini anlamıyorsun.”
Çocuk:
“Ben… ama ben elimden geleni yapıyorum. Gerçekten ciddiyim. Neden beni hiç anlamıyorsunuz?”
Anne:
“Elinden geleni yapmakla olmuyor. Biraz daha düşünmeli ve sorumluluk almayı öğrenmelisin. Hiçbirimiz bu kadar sorumsuz davranamayız.”
Baba:
“Her zaman bahane buluyorsun. O kadar basit bir şeyi bile çözemiyorsun, nasıl olacak bu iş böyle?”
Çocuk:
“Benim de duygularım var! Hep beni suçlamak zorunda değilsiniz. Gerçekten bir şeyleri başarmaya çalışıyorum ama sanki her seferinde daha da küçülüyorum.”
Suçlanan, eleştirilen veya aşırı şımartılan, sınır konulmadan yetiştirilen çocuklarda ego gelişimi olumsuz etkilenir ve bu durum, çocuğun benliğinde derin yaralar açarak farklı psikolojik anlayışlara neden olabilir.
Şımartılmış bir çocukluk geçiren bireyler “Ben sevilmeye layığım, değerliyim. Öteki kim? Ötekiler sevilmeye layık değil” anlayışına sahip olabilir.
Sürekli eleştirilen veya suçlanan bireyler “Ben sevilmeye layık değilim, değersizim” düşüncesiyle büyüyebilir.
Sağlıklı bir ego gelişimi ise “Ben sevilmeye layığım, başkaları da sevilmeye layık.” düşüncesine dayanır.
Ego ve Korku Mekanizması
Maslow’a göre, temel ihtiyaçlar karşılansa bile sevgi, ilgi, şefkat görme gibi manevi ihtiyaçlar karşılanmadığında birey, iç dünyasında yalnızlaşır ve kendine yabancılaşır.
Ego, hayal kırıklığı ve belirsizlikten korkar. Bu korku, onu savunmaya iter.
Peki ya korkmazsanız? Korkusuz olduğunuzda ego zayıflar, sevgi ve huzur hayatınıza daha fazla dahil olur. Ancak, ego için bu durum risklidir. Çünkü herkesle ve her şeyle sevgi içinde olmak, onun için bir tehdittir.
Egonun nasıl çalıştığını anlamak için şu hikayeye göz atalım:
Bir balıkçı sahilde uyuyakalmış. Yanına gelen bir adam onu uyandırmış ve sormuş:
“Ne yapıyorsun?”
“Balık tutuyorum.”
“Ama uyuyorsun!”
“Olsun, bana günde bir balık yetiyor.”
“Günde 3-4 balık tut, birini ye, diğerlerini sat.”
“Sonra ne yapacağım?”
“Daha büyük tekneler alır, işini büyütürsün.”
“Peki, ya sonra?”
“Sonra emekli olur, küçük bir deniz kasabasında keyif için balık tutarsın.”
Balıkçı gülümseyerek cevap vermiş: “Ben şimdi ne yapıyorum?”
Bu hikaye, egonun bitmek bilmeyen arzularını ve şimdiki anın değerini anlamamız için bir ders niteliğindedir.
Egonuzu Kontrol Etmenin Yolları
Peki, egonuzu kontrol altına almak için neler yapabilirsiniz? İşte bazı öneriler:
1.Duygularınızı Fark Edin
Hiçbir duygunuzu bastırmayın. Hislerinize izin verin ve onların akıp gitmesine şans tanıyın. Her gün 5 dakika boyunca nefesinize odaklanarak zihninizi sakinleştirin. Duygularınızı bir deftere yazın ve onları yargılamadan kabul edin.
2.Öz Farkındalığınızı Arttırın
Kişisel gelişiminize yatırım yapın, günlük tutun, geri bildirim alın ve değerlerinizin farkına varın.
3.Hemen Tepki Vermeyin
Bir olay karşısında hızla tepki vermek yerine, önce gözlem yapın. Esneklik kazanmaya çalışın.
4.Duygusal Zekanızı Geliştirin
Empati geliştirin, kendinizi tanıyın ve duygularınızı doğru ifade edin. Aktif dinleme yapın, öz değerlendirme alışkanlığı kazanın ve farkındalık pratiği yapın.
5.Meditasyon Yapın
Zihninizin susmaya ihtiyacı var. Sessiz bir yerde oturun, gözlerinizi kapatın ve sadece nefesinize odaklanın. Zihniniz dağıldığında, nazikçe nefesinize geri dönün. Meditasyon, egonuzu dengelemek için mükemmel bir araçtır.
Egonuzu Tanıyın, Onu Sakinleştirin
Ego bizim düşmanımız değildir, sadece bizi korumaya çalışır. Ancak, onun farkında olup, teşekkür ederek sakinleştirmemiz gerekir.
Eckhart Tolle, Şimdinin Gücü adlı kitabında şöyle der:
“Tüm olumsuzluklar, geçmişin yükü ve geleceğe duyulan aşırı kaygıdan kaynaklanır. Şu anın farkına vardığınızda özgürleşirsiniz.”
Ego, bizi korumaya çalışırken bazen en büyük engelimiz haline gelir. Onu düşman olarak görmek yerine, bir rehber olarak kabul edebiliriz. Şimdiki anın farkına vardığımızda, egonun ötesine geçebilir ve gerçek huzuru bulabiliriz.
Egonuzun sizi yönlendirdiği anları fark edebiliyor musunuz? Şimdi, bu yazıyı okuduktan sonra, egonuzla barışmaya hazır mısınız?
Ego: Senin Yaralı Yanındır
Tarih