Kadınlara yüklenen toplumsal Kodlar ve özgürleşmenin yeni dili

Tarih

Kadınlar yüzyıllardır toplumsal düzenin taşıyıcısı olarak görülmüştür. Oysa çoğu zaman bu düzenin temelleri, kadının kendi özünden koparılması üzerine inşa edilmiştir.
Bir kız çocuğu daha dünyaya gelir gelmez “nasıl olması gerektiği” öğretilir: Sessiz ol, bakımlı ol, fazla isteme, sesli gülme, yerini bil…
Kadının adı yoktur ama toplumsal kodları vardır.
Bu görünmez ama güçlü toplumsal kodlar, kadının kendi iç rehberini sessizleştirir.
Oysa her kadının içinde uyanmak isteyen bir bilge ses vardır. Özgürlüğün, yaratıcılığın ve sevginin sesi.
Bu yazı, kadını şekillendiren kodları fark etmek ve o kodlardan özgürleşmenin yollarını hatırlamak için bir çağrıdır.
Toplumsal Kod Nedir?
Toplumsal kodlar, bir toplumun kadın ve erkekten ne beklediğini belirleyen görünmez davranış kurallarıdır.
Kültür, din, gelenek, aile ve medya tarafından şekillenir.
Kısaca kadın olmanın anlamını tarif eden bilinçaltı yazılımlardır.
Kadınlara yüklenen bu kodlar genellikle kontrol, suçluluk ve onaylanma ihtiyacı üzerine kuruludur. Bir kadın ne kadar iyi, fedakar ve uyumlu olursa o kadar değerli sayılır.
Kadınlara Yüklenen Toplumsal Kodlara Örnekler
Kod 1: “Kadın sessiz olmalı.”
Kadına en erken yaşta öğretilen budur.
Kız çocukları ağladığında “sus”, konuştuğunda “çok konuşma” denir.
Bu kod, kadının ifade özgürlüğünü ve sezgisel gücünü bastırır.
*Yeni Kod: “Sesim kutsaldır.”
Kod 2: “Kadın her şeyi idare etmeli.”
Kadına sürekli “yetiştirmek” görevi verilmiştir.
Bu, “güçlü kadın” maskesi altında tükenmiş bir kadın yaratır.
*Yeni Kod: “Her şeyi kontrol etmeden de güvendeyim.”
Kod 3: “Kadın güzelliğiyle değer kazanır.”
Bir kadının nasıl görünmesi gerektiği, nasıl yaşlanacağı, nasıl davranacağı dikte edilir.
Oysa bu kod, kadının bedeniyle barışık olma halini zedeler.
*Yeni Kod: “Bedenim bilgedir, doğaldır, kutsaldır.”
Kod 4: “Kadın, önce başkalarını düşünmeli.”
Kadın kendini hep en sona koyar.
Bu da benlik sınırlarının silikleşmesine neden olur.
*Yeni Kod: “Önce kendime iyi bakmak, herkese iyi gelir.”

Kod 5: “Kadın duygusalsa zayıftır.”
Toplum, duygusal kadını “aşırı” bulur.
Oysa duygular, dişil bilincin pusulasıdır.
*Yeni Kod: “Duygularım bilgeliğimdir.”
Bu Kodlar Nasıl Aktarılır?
Toplumsal kodlar genellikle farkında olmadan kuşaktan kuşağa aktarılır.
İyi niyetle söylenir ama aslında kadının ışığını kısar.
Kadın, anne-babasının ve toplumun korkularını taşımaya başlar.
Bu yüzden özgürleşme, sadece bireysel değil atalar zincirini fark etme sürecidir.
Özgürleşme: Kadının Kendi Kodunu Yazması
Özgürleşme, topluma başkaldırmak değil, kendi içindeki eski kodları çözmek demektir.
Kadın, kendi hikayesine yeni bir yazılım eklemeye başladığında dönüşüm başlar.

  1. Fark Etmek: Her davranışın kökenini sor: “Bu bana mı ait, yoksa bana öğretildi mi?”
  2. Dönüştürmek: Hayır demeyi öğrenmek, onay beklemeden karar vermek, suçluluk duymadan dinlenmek.
  3. Kendi Kodunu Yazmak: “Ben yeterliyim”, “Parlamak hakkım”, “Varoluşum kutsal”
    Emma Watson: Zarafetin ve Zekanın İsyanı
    Emma Watson, çocuk yaşta dünyaca ünlü bir yıldız olduğunda bile, toplumun ‘güzel ol, sessiz kal’ kodlarını reddetti. Harry Potter serisindeki Hermione karakteriyle milyonların sevgisini kazanırken, o bu popülerliği sadece şöhret için değil, kadınların sesi olmak için kullandı. Birleşmiş Milletler Kadın Elçisi olarak HeForShe kampanyasını başlattı. ‘Kadınlar erkeklerle savaşmak zorunda değil; birlikte özgürleşebiliriz,’ dedi. Giyimiyle, konuşmasıyla, duruşuyla kadının zarif ama güçlü olabileceğini kanıtladı. Kadın güçlü olmak zorunda değil ama isterse olur dedi.Emma, modern çağın ‘sessiz devrimcilerinden’ biri olarak toplumsal kalıpları kırmanın en zarif halini temsil ediyor.
    Afife Jale: Sahnenin Kırılgan Kahramanı
    Afife Jale, Cumhuriyet öncesi Türkiye’de kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu bir dönemde tiyatro aşkına sahneye adım attı. Bu cesareti ona işkence, kovuşturma ve yalnızlık getirdi ama geri adım atmadı. Toplumun ‘kadın evinde kalmalı’ dediği bir çağda, o sahnede özgürlüğünü buldu. Afife’nin hayatı, bir kadının sanat uğruna kendi kaderini çizme cesaretinin simgesidir. Sahnede yanan ışıklar sönse bile, onun içindeki ateş bugünün özgür kadın sanatçılarında hala yanıyor.
    Her İki Kadının Ortak Özellikleri;
    -Her ikisi de toplumun kadınlara biçtiği sınırları zarafetle ama kararlılıkla aştı.
  • Dış dünyanın beklentilerinden ziyade içsel çağrılarını izlediler.
    -Cesaretleri sessizdi ama etkileri gürültülü oldu.
    -Onlar, kadın olmanın tanımını yeniden yazdılar, güçlerini özgünlüklerinden aldılar.
    Kadın Uyanışı: Bireyselden Kolektife
    Bir kadının özgürleşmesi, yalnızca kendisini değil, çevresini de dönüştürür.
    Her kadın kendi sesini bulduğunda, kolektif dişil enerji güçlenir.
    Bu enerji, toplumun şefkat, denge ve bilgelik yönünü yeniden hatırlatır.
    Çünkü kadın uyanırsa dünya değişir ve kadın uyanırsa, toplum da iyileşir. Kadın özüne döndüğünde, çocuklar, aileler, iş yerleri ve ilişkiler dönüşür. Çünkü dişil bilgelik; yaşamı onaran, birleştiren ve şefkatle dönüştüren güçtür.
    Peki sevgili kadın, bu farkındalıkla sen hangi kodların esiri altındasın? Bugünden itibaren yerine hangi özgür kodu koyacaksın?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

Mobbing’in mikro dalgası, ofis ısınırken ilişkiler soğuyor(Kurumsal gerçekler – ekonomi mizahı serisi 2)

Plaza dünyasında kahve makinesi, yazıcıdan daha çok çalışır.Her sabah...

Alışveriş Listesinin Gücü

Alışveriş listesi dediğin, aslında hayatın küçük ama inanılmaz güçlü...

Asit Test Oranı,Stoklar Olmadan Kaç Gün Dayanabiliriz

XYZ Tekstil A.Ş.’nin dördüncü kattaki yönetim katında sabah ışığı...

Buzul çağları ve kartopu dünya

Kutuplarda buz olması, sonlanmakta olan son buzul çağının içindeki...