Sosyal medya, günümüzde alışverişin en kolay ve hızlı yollarından biri haline geldi. Artık bir ürün almak için dükkânlara gitmeye gerek yok; cep telefonumuzdaki birkaç dokunuşla istediğimiz ürünü hemen kapımıza getirebiliyoruz. Ancak bu kolaylık, aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Sosyal medyada pazarlanan ürünlerin hepsi gerçekten kaliteli mi? Bu sorunun cevabı maalesef hayır.
Bugün Instagram, Facebook, TikTok gibi platformlarda her gün yüzlerce ürün tanıtımıyla karşılaşıyoruz. Kimisi bir fenomenden ibaretken, kimileri ise yıllardır piyasada olan markaların bile önüne geçiyor. Ancak reklamların parlak görüntüsünün ardında genellikle başka bir gerçek var: Satıcıların tek amacı, sizi satın almaya ikna etmek. Kalite bazen göz ardı ediliyor, hatta tamamen unutulabiliyor.
Pek çok kullanıcı, sosyal medyada gördüğü bir video ya da paylaşımda yer alan ürün hakkında “Ben de istiyorum!” diye düşünüyor. Özellikle popüler figürlerin veya etkileyici kişilerin (influencer) önerdiği ürünler, insanlar üzerinde büyük bir etki bırakıyor. Fakat çoğu zaman bu kişilerin o ürünü gerçekten kullandığından ya da onun kalitesinden emin olduğundan da şüpheler doğuyor. Sadece ödeme karşılığı yapılan bir paylaşım olabilir. Bu durumda tüketicinin elinde kalan tek şey, yorumlara güvenmek ve umut eder ki doğru bilgiye ulaşmaktır.
Gerçekten kaliteli olan ürünlerin yanında, sahte, dayanıksız, hatta sağlığa zararlı ürünlerin de sosyal medya üzerinden satıldığını görmek mümkün. Örneğin, ucuz fiyatlarla dikkat çeken cilt ürünlerinin ardından cilt tahrişleri, saç dökülmeleri gibi birçok olumsuzluk yaşanabiliyor. Ya da elektronik aksesuarların kısa sürede bozulması, pillerin patlaması gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Tüketiciler bu süreçte hem maddi kayba uğruyor hem de moral olarak yıpranıyor.
Bu durumun en büyük sebeplerinden biri de denetimsizlik. Sosyal medya üzerinden satış yapan kişilerin ya da küçük firmaların nerede bulunduğunu, vergi numarasını ya da ticari sicil belgesini öğrenmek oldukça zor. Bu yüzden bir şey alınırken tüketicinin önünde pek çok bilinmeyen var. Hukuki güvence azalınca, şikayet edilecek bir adres kalmıyor. Alıcının elinde kalan tek şey ise “Daha dikkatli olmalıydım” demek.
Özellikle pandemi sürecinden sonra evden çalışma ve online alışveriş eğilimi artınca, sosyal medya üzerinden yapılan satışlar kat be kat yükseldi. Küçük işletmeler ve girişimciler için bu yeni kanal, büyük fırsatlar sundu. Ancak bu fırsatlar, bazıları tarafından kötüye kullanılmaya da başladı. Ürün fotoğrafları profesyonel stüdyolarda çekiliyor, model mankenler üzerinde gösteriliyor ama evde açılan paketten çıkan ürün bambaşka bir şey olabiliyor. Bu da tüketicide hayal kırıklığı yaratıyor.
Bazı satıcılar ise “limited edition”, “sadece 24 saatliğine indirimli” gibi ifadelerle acil karar verme baskısı oluşturuyor. İnsanlar aceleye gelince araştırmayı ihmal ediyor, detayları okumadan sipariş veriyor. Bu da yanlış ürün alma riskini artırıyor. Daha sonra geri dönüş yapmak istense bile, bazı siteler ya da satıcılar bu konuda esnek davranmıyor. Bazen iade süreci uzun sürüyor, bazen de ücreti alıcının üstüne kalıyor.
Tüm bunlar karşısında tüketici ne yapmalı? İlk olarak, sosyal medyada gördüğümüz her ürüne inanmamalıyız. Reklamların arkasındaki amacın ne olduğunu fark etmek önemli. Eğer bir ürün çok fazla övülüyor, aşırı indirim vaat ediliyorsa, biraz şüpheci yaklaşmak yerinde olur. Gerçek kaliteli ürün her zaman bedavadan gelmez. Uygun fiyatlı kaliteli ürünler olabilir ama çok düşük fiyata sunulan şeylerin genellikle bir yanılgı içerdiğini unutmamak gerek.
Ayrıca alışveriş yapmadan önce ürün hakkında araştırma yapmak şart. Yorumları okumak, farklı platformlarda görüşleri değerlendirmek, ürünle ilgili teknik özelliklere bakmak, aldanma riskini azaltabilir. İkinci el sitelerinde ya da forumlarda bu ürün hakkında daha önce yaşanan tecrübeleri öğrenmek de faydalı olabilir. En önemlisi, tanımadığımız ya da güvenmediğimiz hesaplardan alışveriş yaparken tereddüt etmek.
Yine de sosyal medya üzerinden alışverişin tamamen kötü olduğunu söylemek de doğru olmaz. Çünkü bu yöntem sayesinde birçok yerel üretici, sanatçı ve girişimci, daha geniş kitlelere ulaşabiliyor. Ekonomiye katkı sağlayabiliyor. Bu nedenle sistemdeki sorun, platformlardaki denetimsizlikten ve bazı satıcıların dürüstlüksüzlüğünden kaynaklanıyor. Bu sorunların çözümü için hem tüketiciler hem de yetkililer adım atmalı.
Devletin bu konudaki rolü çok büyük. Sosyal medya üzerinden yapılan e-ticaret faaliyetlerinin kayıt altına alınması, vergilendirilmesi, denetlenmesi gerekiyor. Böylece hem satıcılar hem de alıcılar daha güvenli bir ortamda alışveriş yapabilir. Ayrıca tüketici haklarının korunması adına daha sıkı yasal düzenlemeler yapılmalı, şikayet süreçleri kolaylaştırılmalı.
Sosyal medyada pazarlanan her ürün kaliteli değildir. Pazarlama gücünün arkasında gizlenmiş, içi boş ya da zararlı ürünlerle dolu bir dünya var. Ama bu dünyada akıllı tüketici, kendini koruyabilir. Araştırarak, sorgulayarak ve şüpheci bir yaklaşımla alışveriş yapan kişi, daha kaliteli ürünleri seçebilir. Çünkü bugünün dünyasında bilgi sahibi olmak, paranızı ziyan etmemenin en büyük garantisi.
Bizler, tüketici olarak artık yalnızca “Gözümüze güzel geleni almayacağız.” demeliyiz. Daha bilinçli, daha dikkatli ve daha sorgulayıcı bir tutum takınmalıyız. Çünkü her reklam bir gerçek değil, her ürün de bir yatırım değil. Asıl değerli olan, para verdiğimizde karşılığını aldığımız şeydir. Ve bu, sosyal medyada her zaman garanti altında değil.
Sosyal medya tavsiyeleri tavsiye mi, reklam mı?
Tarih
Merhaba canım çok güzel bir konuya değinmişsin.kesinlikle katılıyorum..Şnternet ğzerinden alışveriş yapmak rahatlığı güzel ancak senşnde değindiğin gibi gereksiz alımlara da sebep oluyor..Bence artık kalite diye bir şey kalmadı çünkü kaliteli olduğuna inandığım bir çok ürün’nün artık o kadar çok muadili piyasaya sürülüyorki ikilemde kalıyorum ..Güvenli kaliteli olanı bulmak için iyi araştırmak gerek..be saçma sapan insanlar çıkıp bir takım kalitesiz ürünlerin tanıtımını çok yapıuır ve o gerksiz teklamların karşıma çok sık çıkmasından rahasızım..Sosyal çürüme içindeyiz..Çok üzücü..Canım çok öpüyorum seni
Sevgler❤️