Danışman olmak zor zanaattır. Yıllarınızı harcar pek çok şirket ya da gruba hizmet ederken herkese nasip olmayan deneyimlere sahip olursunuz. Gün gelir daha özgür olmaya ve özgürlüğünüzü yaşarken başka iş kollarına ve sektörlere tecrübelerinizden yansıyan süreçleri yansıtarak fayda sağlamaya çalışmak amacıyla lansman yaparsınız. Kartınızda ya da internet sitenizde İsminizin altına kurduğunuz yeni danışmanlık şirketinin adı ve danışman ünvanı ile piyasaya yeniden çıkarsınız .Ama birden bire yeni bir gerçeklikle karşılaşırsınız.
Özellikle ülkemizde etkin bir iş bağlama ağınız yoksa bağımsız yönetim kurulu üyeliğine çağırılmanız için tecrübelerinize bakarak kimse sizi aramaz ya da kapıları çalsanız da kimse size iş teklif etmez. Çünkü işler yolunda ise özellikle şirket sahiplerinin kendi egoları nedeni ile soru sormak için kimseye ihtiyaçları yoktur ya da işler sarpa sarınca da danışmana ödeyecek paraları yoktur. Tecrübe ve süreç yönetimi adına sizin katkınızın karşılığı bir anlam ifade etmemektedir onlar için.
O yüzden hangi seviyede olursanız olun artık özgürlüğünüz adına bir danışmanlık şirketi kurup çok para kazanacağınızı düşünüyorsanız yeniden düşünün derim.
Neden mi?
Danışmanlık pek çok açıdan zorludur.
-Müşteri beklentileri her zaman yüksektir. Geniş bir yelpaze de pek çok beceriyi gerektirir.
-Baskı altında çalışarak sonuçlar elde etmek adına öneriler sunulmalıdır. Kabul görürse iyidir. Uygulanırsa ne ala. Başarısız olursa yönetim kurullarının sorunu der geçersiniz yeter ki kabul görsün.
-Bir konuda derin bir bilgi birikiminiz yoksa danışmanım diye ortaya çıkmayın. Her halukarda siz kaybedersiniz.
-Riski göğüsleme ve çıkacak problemleri göğüsleme de yüreğiniz yetmiyorsa sunacağınız çözüm önerileri işe yaramazdır. Kendi kendinizi kandırmakla zaman harcamayınız. Zaman paradır.
-İkna yeteneğinize ve pazarlık gücünüze güveniniz yoksa vakit varken vazgeçip balığa çıkın.,
-Danışmanlık sandığınız gibi sabah sekiz akşam beş değildir. Tam tersine yönetim kurulu ve patronlar için tam bir özveri ile hedef konuda çözüme yönelik 7/24 çalışmayı gerektirir. Hem de kısa zamanda önereceğiniz yollar yönetim kurulunun tercih ve kabulüne bağlı gelişir.
-Her zaman kendi iş dinamikleri ile yoğrulmuş profesyonellerle ve patronlarla çalışmak durumunda olacağınızı bilmelisiniz. Kimse sizin gerçeklerinizi kabul etmek ya da yaşamak zorunda değildir. Tam tersine siz onları anlayıp empati kurarak onlara çözüm önerileri ile yeni öneriler ve yol haritaları ile çözümler sunmak zorundasınız.
-Sunduğunuz önerilerin sonuçları iyi çıkmadığında üzerinizde baskı hissetmek yerine yapılan yanlışları analiz ederek yeni çözümler üretmeye hazır olmalısınız.
Ama işin en güzel yanı bütün bunları yerine getirdiğinizde sonuçlar tatmin edici ve danışmanlık yaptığınız konuda ilgili şirket ya da departmanın gelişimi ne katkı sağlıyor ise ne mutlu size.
Siz danışmansınız yolunuzu doğru seçmiş ve danışman olmayı hak etmişsiniz demektir. Ama yeniden hatırlatayım. Bağımsız yönetim kurulu üyeliği veya danışmanlık işler yolundayken değersizdir.. İşler sarpa sardıysa da talep edeceğiniz ücret ciddi pazarlığa tabidir.
Koç musunuz?
Koç’ luk şirketler ve çalışanlar yanında aile işletmelerinin yeni nesil yöneticileri için son derece önemli bir gelişim aracıdır. Ülkemizde Alman, Fransız ve Amerikan merkezli farklı koçluk eğitimleri vermekte olan kurumlar ile son yirmi yılda yüzlerce yeni koç, eğitimlerini alarak ACC,PCC,MCC ve benzer tecrübeye sahip olabilmenin verdiği unvan ile piyasa da koçluk hizmeti vermek için yollardadır. Şahsen bende uluslararası lisanslama yetkisine sahip bir kurumdan eğitimlerini tamamlayıp aldığım unvan altında aslında yedi yüzelli saatten fazla koçluk yapan bir koç olarak bu süreçten kendimi geçici sürede olsa çekme kararı aldım.
Neden mi ?
-Psikoloji eğitimi danışanların duygusal ve zihinsel eğilimlerini empati kullanarak anlamayı ve ucu açık soru sormayı destur ederek karşınızda ki danışanın ne anlattığını sonuna kadar dinleme sabrını göstererek, dinleyerek kendi gerçeklerini fark ederek yeni bir gelişim yolunu keşfetmesini amaçlar. Psikoloji eğitiminiz olmasa da herhangi bir meslek icrası sonrası kendinizi koç olarak tanımlayıp bu niteliğe sahip değilseniz koçluk yapmak için zaman kaybetmeyin. Her halükarda birer haftalık üç veya beş kurluk eğitim vererek sizi belgelendiren kurumlar yani kasa kazanır,siz de harcadığınız paraya kızar kafanızı başınızın arasına alıp hayıflanırsınız.
-Koçlar danışanlarını motive edici ve kıvırmadan gerçekçi geri bildirimler ile gelişimlerine katkı sağlamalılar .Kırıcı olmadan denge içerisinde keşiflerde bulunmalarına aracılık etmelidirler.
-Davranışları değiştirmek ve kişinin gelişimi hemen olmaz zaman alır
-Danışanın motivasyonunu hep yüksek tutmalısınız. Sürdürülebilir bir koçluk açısından değişimi desteklemek çok önemli olsa da danışan yaşadığı coğrafyanın getirdiği zorlamalar nedeni ile hep patinaj çekiyorsa koçluktan elde edilecek gelişim süreci ya ilgili şirket açısından aleyhte bir maliyetle karşılaşmasını ya da danışan açısından radikal değişimlere hazır olmanın getirdiği riskleri beraberinde getirecektir.
-Koç danışanın sonuçlarından sorumlu değildir. Yolculuğa rehberlik eder. Sınırı koruyarak iletişim kurmak koçun görevi olsa da başarılı koçlukların çoğunda danışan elde ettiği olumlu sonuçlarda bile koç ile iletişimini sürdürerek koçtan destek isteme ihtiyacında olur. Kurumsal koçluk veriyorsanız bunu bireysel koçluğa dönüştürmek çok kolay değildir. Bireysel koçluklarda danışanın bu maliyeti karşılıyor olabilmesi ise sorun değildir. Süreç yönetimi esastır.
-Koç’lar şapkadan tavşan çıkartamazlar. Bu beklentiyi kırmak koçun esas görevidir. Çözüm danışanın içindedir. Koçun görevi bunu danışanın anlamasına aracılık etmektir. Bu da sürecin vadesini uzatabilir. Sabır ve empati esastır.
-Sınırları korumak, çıkar çatışmasına sebebiyet vermemek esastır. Koç terapi uzmanı değildir. Koçluk sınırlarını aşan her durumda danışanı terapist, psikiyatr, ya da psikoloğa yönlendirmek koçun asli görevidir. Ekonomi ve siyasetin bu kadar zor ve yoğun olduğu ülkemizde danışanlara sadece koçluk yapmak maalesef yeterli gelmemektedir.
-Etkili soru sormayı ve danışanınızın algısını açmayı bilmeli, gelişimlerini doğru algılayıp müdahaleci olmamalısınız. Herkes kendi yolunu sizden iyi bilmektedir.
-Koçluk danışan potansiyelini ortaya çıkarmakla ilgili bir süreçtir. Koç kendi sorunlarını sürece yansıtmamalı, danışanın sorunlarını da kendi üzerine almamayı bilmelidir.
Bunların üzerine neden koçluk yapmayı bıraktığıma gelince.
Onca tecrübenin ardından koçluk sürecimin koçluktan çok, yaptığım danışmanlıkların etkisi ile kısa zamanda danışanların sorunlarını ve değişim süreçlerini mentor tarzında kısa zamanda çözebilecekleri süreçlere evrilmeye başlaması ile geçici süre de olsa koçluk yapmaktan vazgeçtim. Soru şu ki siz de aynı dürüstlük ile kendinize şu soruyu sormalısınız ben koçluktan uzaklaşıyorsam fayda dan çok zarar mı veriyorum.? Hem kendi me hem danışanıma?
Mentor musunuz?
-Vikipedia ya sorarsanız. Mentorluk genellikle deneyimli bir kişinin /Mentor, daha az deneyimli bir başka bir kişiye/mentee’ye önderlik/rehberlik ettiği, tecrübe deneyimini aktarması sürecidir.
-Bu aslında edinilmiş tecrübenin öğrenim sürecindeki zeki ve gelişime açık mentee’nin rehberliğini yaparak sürecini hızlandırmakla ilgilidir. Yüksek egolu ve kısa zamanda sonuç alma odaklı yöneticilerde çok tercih edilir.
-Bu sayede elde edilecek bilginin gelişim potansiyeline sağlayacağı katkı ile danışan kariyer yolculuğunda daha hızlı sonuçlar elde edebilir. Mentorluk yaşam alanında, akademik konularda ya da yeni yatırım yapılması planlanan yatırım alanlarında doğru hareket tarzını tespit ederek yol alınmasında çok değerlidir.
-Bu süreç sadece deneyim paylaşımını değil, doğru ilişki yönetimi, doğru ve yerinde bağlantı tesisini ve süreçte beraberce tespit edilen aralıklarla karşılıklı geri bildirimleri içerir.
-Motivasyonu canlı tutmak mentorun görevi iken, geri bildirimleri canlı tutmak mentee’nin görevidir. Ancak bu sayede mentorun mentee’ye sağlıklı geri dönüşümü oluşacaktır.
-Mentorluk koçluktan farklı olarak mentorun deneyimi üzerinden yol haritasını oluşturmayı esas alırken, koçluk danışanın kendi çözümlerini bulmasını esas alır.
-Mentorluk hem mentor hem mentee açısından farkında olunmayan potansiyellerin gerçekleştirilmesinde güçlü bir araçtır.
-Danışmanlık patronlara, yönetim kurullarına verilirken, mentorluk patronlara ya da bireyler verilir. Koçluk ile olan farklarını yukarı da sıralamaya çalıştım.
-Koçluk , danışmanlık, mentorluk ..
Hepsi merkezde bireyleri esas alan gelişim ve değişim alanlarını ortaya çıkarmayı hedefler.
Varın siz hangi yolda ilerleyeceğinize kendiniz karar verin.
Danışman mısınız? Koç musunuz? Mentor musunuz?
Tarih