İnsan Kaynaklarının En Kritik Misyonu,Doğru Lideri Seçmek

Bir şirketin kaderini belirleyen en önemli faktörlerden biri, hiç şüphesiz ki liderlik pozisyonlarına getirilen kişilerdir. İnsan Kaynakları departmanlarının omuzlarındaki bu ağır yük, sadece bir işe alım sürecinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Bugün sizlerle, İK profesyonellerinin bu zorlu görevini ve şirketlerin geleceğini şekillendiren bu kritik süreci masaya yatıracağız.
Düşünün ki bir satranç oyununda veziri seçiyorsunuz. Bu vezir, oyunun gidişatını değiştirecek, diğer taşları yönlendirecek ve belki de mat ile sonuçlanacak hamlelerin mimarı olacak. İşte şirketlerde lider seçimi de aynen böyle. Yanlış bir tercih, sadece o pozisyonu değil, tüm organizasyonu derinden etkileyebilir.
İK profesyonellerinin karşılaştığı ilk zorluk, teknik yetkinlikler ile liderlik vasıfları arasındaki dengeyi kurabilmek. Birçok şirket, teknik açıdan son derece başarılı çalışanlarını terfi ettirerek yönetici pozisyonuna getiriyor. Ancak Peter Prensibi’nin de işaret ettiği gibi, bir pozisyonda başarılı olmak, bir üst pozisyonda da başarılı olunacağı anlamına gelmiyor. Özellikle liderlik söz konusu olduğunda.
Peki, İK profesyonelleri bu zorlu görevde nelere dikkat etmeli? İlk olarak, adayın duygusal zekâsını değerlendirmek kritik önem taşıyor. Yüksek EQ sahibi liderler, ekiplerini daha iyi anlıyor, motive ediyor ve zorlu süreçleri daha başarılı bir şekilde yönetebiliyor. Yakın zamanda yapılan uluslarası bir şirketin araştırması, başarılı liderlerin %90’ının yüksek duygusal zekâya sahip olduğunu gösteriyor.
İkinci önemli nokta, adayın değişime adaptasyon yeteneği. Günümüzün hızla değişen iş dünyasında, dünün çözümleri bugünün problemlerine cevap vermeyebilir. Modern bir lider, sadece mevcut durumu yönetmekle kalmamalı, gelecekteki değişimleri öngörebilmeli ve organizasyonu buna hazırlayabilmelidir.
Vizyon sahibi olmak, bir diğer kritik faktör. Lider adayı, şirketin gelecekteki pozisyonunu net bir şekilde görebilmeli ve bunu ekibine aktarabilmelidir. Ancak bu vizyon, gerçekçi ve uygulanabilir olmalıdır. Havada kalan, romantik hedefler yerine, ayakları yere basan ama ilham veren bir vizyon, organizasyonun başarısı için elzemdir.
İK profesyonellerinin dikkat etmesi gereken bir diğer husus da adayın etik değerleridir. Günümüzde yaşanan kurumsal skandallar, bize liderlerin etik değerlerinin tüm organizasyonu nasıl etkileyebileceğini acı bir şekilde göstermiştir. Dürüstlük, şeffaflık ve hesap verebilirlik, modern bir liderde olmazsa olmaz özelliklerdir.
Adayın öğrenmeye olan açıklığı ve gelişim odaklı düşünce yapısı değerlendirilmelidir. Dijital dönüşümün hız kazandığı günümüzde, “ben zaten her şeyi biliyorum” diyen bir lider, organizasyon için risk oluşturur. Sürekli öğrenmeye açık, kendini ve ekibini geliştirmeye odaklı liderler, şirketlerin sürdürülebilir başarısının anahtarıdır.
İK profesyonelleri için bu değerlendirme sürecini daha da zorlaştıran faktör, tüm bu özellikleri kısa görüşmelerde ve değerlendirme süreçlerinde tespit etmek zorunda olmalarıdir. Bu nedenle, yapılandırılmış mülakatlar, vaka çalışmaları, referans kontrolleri ve psikometrik testler gibi çeşitli araçların bir arada kullanılması önem kazanıyor.
Doğru lideri seçmek, İK profesyonellerinin belki de en stratejik görevidir. Bu seçim, şirketin kültürünü, performansını ve geleceğini doğrudan etkiler. Bu nedenle, lider seçimi sürecinde aceleci davranmak yerine, detaylı bir değerlendirme süreci yürütmek, uzun vadede organizasyonun başarısı için kritik önem taşır. Unutmayalım ki, doğru lider seçimi, sadece bir pozisyonu doldurmak değil, şirketin geleceğine yatırım yapmaktır.