Etkili Geri Bildirim İle Çalışanınıza Değer Verin

Tarih

Geri bildirim, potansiyeli ortaya çıkartma sürecinde doğal öğrenmeyi harekete geçiren bir fırsattır. Etkili liderler bu öğrenme ve gelişim fırsatını iyi kullanırlar. Özellikle insanları iş başında geliştirmek, öğrenmenin en etkili yoludur. Kurumunuz dışarıdan nasıl biliniyor? Yeni nesil çalışanlar neden sizde çalışmak istesinler? Etkili liderler kurum içinde geri bildirim kültürünün işlemesini sağlayanlardır.
Gelişimdeki Rolüyle Geri Bildirim
İnsanlar yüksek kalitede geri bildirim yapılan kurumlarda çalışmak istiyor. Geri bildirim sayesinde çalışan potansiyelinin keşfine ve sürece dâhil olmaya zorlanır. Kendi işini nasıl değerlendirmesi gerektiğini öğrenir ve kendisine daha çok güvenir. Çalışanın motivasyonunda özerklik, ustalaşma ve amaç oldukça önemli. Çalışanların kendilerini geliştirmeleri ve performanslarını artırmaları için gerekli olan yönlendirmeyi sağlar. Ayrıca, açık iletişim kanallarını destekler ve güven ortamını güçlendirir. Çalışana “Senin yaptıklarının farkındayım ve sana değer veriyorum” demenin önemli yoludur. İki taraflı beslenme desek daha anlamlı olacaktır. Meraklı olan ve yüksek performanslı çalışan yaratmak isteyen lider için, neyi farklı yapabileceğini öğrenme fırsatı sağlar.
Kaliteli Geri Bildirimde Sorunun Gücü
Çalışma hayatımda direktörüme bir soru sordum. Performans yönetiminde lider ve yönetici şapkalarını nasıl yönetmeliyiz? Durumsal bakıştan bahsetti ve ‘’Her bir çalışanın yetkinlik derecesine, bilgi ve motivasyonun düzeyine göre değişiyor’’ demişti. Potansiyelimi keşfetmeye yönelik güçlü sorular sorardı. Beni yolda tutan, besleyen, gelişim basamaklarında farkındalığımın artmasını sağlayan, sorumluluk alma istediğimi destekleyen sorulardı. Emir ve kontrol etmekten uzak, çözümü bana bulduran sorulardı. Çünkü çözümü ben bulduğumda, sahiplenme düzeyimin artacağını, ustalaşma yolculuğumun bir sonraki istasyonunu görebileceğimi biliyordu. Beni yolda tutanda bu yaklaşımdı.
Şimdi örneklerle soruların gücüne bakalım.
Gelişime önem veren liderin soruları, niyeti ve bağlamı belirler. Dikkati ve enerjiyi doğru noktaya odaklamak oldukça önemlidir. ’’Bundan ne elde etmek istiyorsun? Bunun sürece faydası ne?
Çalışanı anlamak demek; iyi yaptığı şeye odaklanmak, güçlü yönlere ilişkin farkındalığını yükseltirken, güveni artırır ve öğrenmesine ivme kazandırır. Eğer performans düşükse iyi yaptığını düşündüğünüz şeyi vurgulayın. Çabasını takdir edin. ‘’Ne iyi gidiyor? Daha iyi olması için neler mümkün?’’
Yargılamamak, ilham veren ve katılımı artıran, güvenli öğrenme alanı yaratır. Kendi önerinizi sunmadan önce çalışana değiştirmek istediği şey üzerinde düşünmesi için zaman vermek, sürecin parçası olmasını sağlatır. Çalışanda ustalaşmayı desteklerken, katkı sağlama isteğini artırır.’’Ne farklı yapılabilirdi? Başka?
Öğrenmeyi ve neyin farklı olacağını kontrol etmek, güven ve beklentiyi pekiştiren ortaklık ilişkisi kurar. Genel gelişim hedefleriyle mutabık olun. Öncelikler, zaman ve bağlılık konularında net olmayı kontrol edin. ’’Ne öğrendin ve bu deneyim sana ne kazandırdı?
Yüksek performans oluşturma sürecinde, sorular yardımıyla geri bildirimin amacı belirlenir. İyi işleyen şeye odaklanarak motivasyon artışı sağlanır. Yargılama olmadan ne olduğunu ve olmadığını sorarak yolda tutulur. Ne hissettiğini ve kendisi için doğru olanı söylemesine imkân tanınır. Mutabık kalınan eylemler konusunda yüzleşme sağlanarak, yolda tutmak için taahhüt alınır. Başarıyı artıracak ölçütler geliştirilerek ortaklık sağlanırken, oluşacak zihinsel dirençler için yardım elini uzatmak önemlidir. Bu sayede kontrol basamakları belirlenir ve hesap verilebilirlik tesis edilir. Gelişimi destekleyen kurumlar, istedikleri davranış değişikliğine kısa sürede ulaşırlar.
Yüksek Performans Yaratan Geri Bildirim
Geri bildirimin açık ve anlaşılır olması gerekir. Özgün olmak, alıcının geri bildirimi kişisel olarak algılamasını önler ve daha objektif bir bakış açısı kazanmasını sağlar “Sunumunda verdiğin gerçek hayat örnekleri çok etkileyiciydi. Bu, sunumunun daha akılda kalıcı olmasını sağladı.”
Geri bildirimin etkili olabilmesi için zamanında verilmesi önemlidir. Olaylar hala taze iken geri bildirim yapmak, daha anlamlı ve etkili olur.
Proje tamamlandıktan hemen sonra, “Projenin bu aşamasında gösterdiğin liderlik ve çözüm odaklı yaklaşımın için eline sağlık.”
Geri bildirim, pozitif ve yapıcı bir şekilde sunulmalıdır. Olumlu davranışları takdir etmek ve geliştirilmesi gereken alanları nazikçe belirtmek önemlidir.
“Ekip toplantılarında daha aktif katılımın, fikirlerini daha iyi ifade etmene yardımcı olacaktır.”
Geri bildirim süreci, iki yönlü bir iletişim gerektirir. Lider, alıcının görüşlerini dinlemeli ve onları anlamaya çalışmalıdır. Çünkü çalışanların farklı çözüm yöntemleri, bakış açıları kurumun zenginliğidir. “Bu projede karşılaştığın zorluklar hakkında konuşabilir miyiz? Senin bakış açını anlamak istiyorum.”
Geri bildirim, özellikle eleştirel nitelikteyse, özel bir ortamda ve birebir verilmelidir. Bu, alıcının kendini savunmasız hissetmesini önler. Bire bir görüşmelerde, “Bu projede bazı alanlarda zorlandığını fark ettim, bu konuda nasıl destek olabilirim?”
Çalışanı Geliştiren Kurumlar Yaratmak
Performans gelişiminde; motivasyon, bilgi, beceri ve ortam önemlidir. Yüksek performansın oluşmasında, çalışanın beslenmesi önemli yer tutmaktadır. Çalışanın deneyim kalitesinin artması, çeşitlenmesi ve bu sayede kurum kültürünü beslemesi için uygun ortamın yaratılması liderin öncelikli hedefi olmalıdır. Yüksek motivasyonlu çalışanlar oluşturmada, özerklik duygusunun yaratılması ve ustalaşma sürecinin desteklenmesi önemlidir. Emir ve kontrol kültüründen uzaklaşılması ve gelişimi destekleyen geri bildirim kültürünün oturması halinde, yeni nesil çalışanların en çok çalışmak istediği kurum olacaksınız.

Yazarımızın Özgeçmişi
Dicle Üniversitesi Mimarlık ve Çukurova Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon Yüksek Lisans bölümlerinde mezun oldu .22 Yıl Özel sektörde çeşitli kademelerde yönetici olarak çalıştı.
Profesyonel Koç olarak ICF ACC eğitimlerini tamamladı.
Kendisi halen Profesyonel Koçluk,Eğitmenlik, Mentorluk ve Yazarlık yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

Bir kahve molasında satılan dostluklar

ChatGPT: İş hayatında insanı en çok yıpratan şey, uzun mesailer ya da düşük maaşlar değil; aynı hedef için omuz omuza çalıştığı bir arkadaşının bir gün sırtını dönmesidir. Çünkü ihanet, sadece bir güveni değil, insanın iç dengesini de yıkar. Kısa vadede kazandırıyor gibi görünse de, uzun vadede itibar kaybı kaçınılmazdır; zira iş dünyası küçük bir ekosistemdir ve “güvenilmez” damgası bir kez vuruldu mu silinmez. Üstelik ihanet sadece kurbanı değil, kurumu da zehirler: Güvenin olmadığı yerde cesaret, yaratıcılık ve bağlılık barınamaz. Adil ve şeffaf olmayan ortamlarda ihanet kök salar, sadakat ise susar. Oysa gerçek başarı, başkasının sırtına basarak değil, birlikte yükselerek kazanılır. Çünkü hiçbir unvan, dostluğu satmanın bıraktığı gölgeyi silemez; ihanet eden sonunda yalnız kalır, kazandığını sandığı her şeyin aslında kayıp olduğunu çok geç anlar. İş dünyasında en değerli sermaye ne para ne güçtür — güven ve itibardır, ve onu kaybeden gerçekte her şeyini kaybeder.

Kendimizi geçmek, Trafikteki araçları geçmek gibi değil

Hayatta başarıyı çoğu zaman yanlış tanımlıyoruz; sanki mesele, başkalarını sollayıp varış çizgisine önce ulaşmakmış gibi. Oysa hayat bir yarış pisti değil, sabırla geçilmesi gereken uzun bir trafik akışı ve bu trafikteki tek rakibimiz, dünkü halimiz. Toplum bize hep “daha hızlı, daha çok, daha önde ol” diyor ama asıl soru şu olmalı: “Ben bugün, dünün ben’inden daha mı iyiyim?” Kendini geçmek; büyük zaferler kazanmak değil, küçük alışkanlıkları dönüştürmektir — dün ertelediğini bugün yapabilmek, öfkelendiğin yerde susabilmek ya da kendine bir bardak su fazla içirebilmektir. Başkalarıyla kıyaslandığında sonuç hep huzursuzluk olur, çünkü bu yarışın sonu yoktur. Gerçek başarı, kendi gölgeni geçebildiğin o küçük ama anlamlı anlarda gizlidir. Çünkü insan, başkalarını değil, kendi sınırlarını aştığında özgürleşir.

Transpersonel liderlikte güven: Ruhsal bilinç ile kurulan ekipler

Transpersonel liderlik, liderliği yalnızca hedefler ve performansla sınırlamayıp, ekibin bilinç, ruhsal denge ve kolektif uyumunu da gözeten bir anlayıştır. Bu liderlik türü, çalışanları birer “kaynak” değil, potansiyelleri ve sezgileriyle bir bütün olarak görür. Uruguay eski başkanı Jose Mujica, mütevazı yaşam tarzı, şeffaflığı ve toplumsal faydayı merkeze alan yaklaşımıyla bu liderlik anlayışının canlı bir örneğidir. Transpersonel lider için güven, bir strateji değil, ruhsal bir sorumluluktur; çünkü güven, hem ekip enerjisinin hem de kolektif bilincin temelini oluşturur. Şirketlerde güvenli bir ortam yaratmak, çalışanların içsel motivasyonlarını, yaratıcılıklarını ve bağlılıklarını artırır. Ancak güven zedelendiğinde, liderin görevi hatalarını fark etmek, şeffaflıkla iletişim kurmak ve tutarlılıkla güveni yeniden inşa etmektir. Dürüstlük, empati, adalet ve bilinçli iletişim, transpersonel liderin en güçlü araçlarıdır. Gerçek liderlik, sadece sözlerle değil, varlığıyla güven veren bir enerji alanı yaratabilmektir.

Müşteri sadakati mi, maliyet mi? İade süreçlerinin marka imajına etkisi

Alışveriş artık yalnızca ürün almak değil, markayla kurulan ilişkinin bir parçası. Bu ilişkinin en kritik aşaması ise iade süreci. Çünkü iade, bir markanın müşterisine gerçekten ne kadar değer verdiğini gösteren sınavdır. Müşteri açısından kolay ve destekleyici bir iade süreci, güven ve sadakat duygusunu pekiştirirken; markalar için bu süreç, kısa vadede maliyet yaratsa da uzun vadede güçlü bir imaj ve sadık müşteri kitlesi kazandırır. Zorlaştırılan iade politikaları ise kaliteyi gölgede bırakır, olumsuz deneyimler hızla yayılır. Dolayısıyla asıl mesele “maliyet mi, sadakat mi?” değil; “bugünü mü kurtaracağız, geleceğe mi yatırım yapacağız?” sorusudur. Çünkü markalar bilir ki güven, iade sürecinde kazanılır ve bir kez kaybedildiğinde hiçbir reklam bütçesiyle geri alınamaz.