Neden Lider Ararız?

Tarih

Sitenin balkonundan oyun alanındaki çocukları seyrederken, 7 yaşındaki Arda’ya gözüm takıldı. Onu kendinden 4-5 yaş büyük çocukların içinde takım eşleşmelerini yaparken gördüm. Oyun içindeki otoritesi, güç dengesini sağlama çabası, sesindeki netlik, beden duruşu beni şaşırttı. Liderlik doğuştan mı geliyor, yoksa grup içindeki koşullar mı belirliyor diye düşünmeden edemedim. Belki de güzel topun sahibi odur. Neden lider olmayı seçeriz, yoksa koşullar mı bizi öne çıkartıyor? Her iki durumda da artık biz eski biz olamıyor isek ne yapmak gerekiyor?
İşbirliği ve Sosyal Kimyasallar
Farkı bireyler olduğumuzu düşünsek de, bir gruba ait olma duygusu rahatlama yaratmaktadır. İşbirliği içinde olmak, oksitosin ve serotonin kimyasallarıyla teşvik sağlar. Güven ve arkadaşlık kurmak için birbirimize ihtiyacımız var. Kolektif çalışmak için bir birimizi gözetiriz. İş birliği yaptığımızda ve başkalarını gözettiğimizde, serotonin ve oksitosin sayesinde, güvenlik, tatmin, aitlik, güven ve dostluk hissi ile ödüllendiriliriz. İş ortamında bunlar az ise, iş arkadaşlarımıza ve organizasyona yardım etme isteğimiz azalır. İş arkadaşlarınız ve liderler, sizi ne kadar az gözetir ise sizde o kadar az gözetirsiniz. Sosyal makinenin yağlarıdır bu kimyasallar. Kurum kültüründe ne kadar az ise, kültürü, mutluluğu ve organizasyonu sabote ederiz. Bir tarafta olmak güvenin bir parçasıdır.
Liderliğin Kimyasalı Acaba Hangisidir?
Serotonin gurur hissidir. Sevilme ve sayılmayı hissettiğimizde artar. Özgüveni artırmaktan çok, statünün yükselmesiyle ilgilidir. Yerinde kalmayı, benzer davranışları, konforu çok sevmez. Kendimiz ve yaptığımız işin başkaları tarafından değerli görülmesi ve takdir edilmesini bekleriz. Sosyal medyada kaç beğeni aldığımız, kaç takipçi olduğunu önemsememiz buradan geliyor. Onun için ödül törenlerinde kim koruma ve destek sağlıyorsa, onlara karşı sorumluluk hisseder, isimleriyle onurlandırırız. O sebeple başkalarının yolculuğuna destek sağlamak, alacağımız değer ve saygı artacaktır. İster patron, antrenör, yönetici veya ebeveyn olun, sorumluluğunuz altındaki kişilere hizmet etmek, serotonin artışını teşvik eder. Çünkü gururlandırmak için sıkı çalışmak, onlarında ödülü olacaktır. Çalışanları için destek sağlayanlar, başarılı olmalarını isteyenler, bunun için kendi zamanı ve enerjisini harcayanlar, bilsinler ki liderliğin ön koşulu budur.
Cömertlik ve Güven Kazanmak
Arkadaşlık, sevgi ve derin güvenden dolayı en sevdiğimiz kimyasal oksitosindir. Birisi için ya da birisi bizim için güzel bir şey yaptığında, sıcak sevgi dolu anları oluşturandır. Hayatta kalma güdümüzün, cömertliğin, empatinin, güven ve arkadaşlık bağlarının temelidir. Bu sayede kendimizi, ne kadar savunmasız hale getireceğimizi yönetmemizi sağlar. Ne zaman kendimizi açıp, güveneceğimizi ya da ne zaman kendimizi geri tutmamız gerektiğinin sinyalini veren pusuladır. Liderinize güvenmeniz, yöneticinizle geçirdiğiniz zaman birimi, onların yanında kendinizi savunmasız bırakacağınız zamanı belirler. Sevginin güzel tanımlarından biri, ‘’bizi yok etme gücünü verip, bunu kullanmayacağını bilmenin güvenidir’’ Kortizolün yarattığı endişeye, savunmasız ve yalnızlık hissine karşı, oksitosinin salgılanmasını önemseriz. Güven içinde olma, grubun parçası olma ve aitlik duygusu, beynimizin hayatta kalması için önemlidir.
Bağımlısı Olduğumuz Başka Ne Var?
Savaş, kaç, ya da saklan. Tehlike ister gerçek olsun, ister hayali olsun, yaşadığımız stres gerçektir. Tehlikeli bozkırlarda evrilmiş beynimiz, ofis ortamında tehlikeyi anlamakla ilgilenmez. Ya da trafiktesiniz, yetişmeniz gereken bir yer var ve trafik ilerlemiyor. Ortada tehlike olmadığı halde bağımlısı olduğunuz kortizol salgılanmaya devam eder.
Patron ya da müdürün bizi sevmediğini düşünüyorsak, hata yaparsam, başarısız olursam diye endişe ediyorsam, ekip arkadaşımın benim yaptığım işin övgüsünü alacağını ve beni arkadan vurmayı deneyeceğini düşünüyorsam, sosyal medyadaki ilgiye çok fazla önem veriyorsam, şirket hedefine, rakamlarına ulaşılamayacağı ve işten çıkarılacağım korkusunu taşıyorsam, çevremdeki insanların benden uzak olduğunu düşünüyor isem kortizol, foşur foşur salğılanıyor demektir. Kortizol, organizasyon içindeki empatiyi azaltır, bizi cimri yapar ve daha az düşünmemizi sağlar. Saldırganlığı artırırken, cinsel dürtüyü bastırır. Aynı zamanda hastalıklar karşısında bizi savunmasız bırakır. Şirket içinde güven ve işbirliği kültürünü, oksitosin ve serotonin artışı oluşturur. Çalışanınıza daha iyi şartlar ve ünvanlar verilmesine rağmen gitmiyorsa, bilin ki aitlik duygusundandır.
Liderlerin ilk göreve geldiklerinde öncelikli yaptıkları, kurumun operasyonel işleriyle ilgilenmek ise hata yapıyorlar. Bunların yapılması önemlidir ancak asıl sizden beklenen değildir. Yüzeysel olan bu değişimler yerine kurumda, güven ve işbirliği kültürünü yaratmak, kurum kültürüyle çalışanın değerlerini bir düzlemde bağlantısını kurmak olmalıdır.
Kişiyi Lider Yapan Şey Nedir?
Çalışanın kıdeminin olması onu lider yapmalı mı? Satış hedeflerini tutturuyor olması, liderlik için doğru kişi yapar mı? Plazalarda kahve molarında kurulan dostlukların referansı, kişilerin liderlik vasfının olduğu anlamına gelir mi? Boğaziçi Üni. mezunu(IQ yüksekliği referansı) arkadaşlarını şirkette üst düzey pozisyonlara getirene ne demeli? Güven vermesi gereken liderin, arkadaşlarından güven alma isteğinden başka bir şey değil. Tabi ki insan dostlarıyla iş yapmak ister. Güven aşılamak, faydayı paylaşmak ve değer yaratmak liderliğin özünde vardır. Liderlik, ister resmi olsun ya da olmasın, başkalarına hizmet etmeyi seçmek, konforundan vazgeçebilmeye hazır olmaktır. Güveni oluşturan en önemli şey, bizim iyiliğimizin yer aldığına olan inançla kurulmaktadır. Kendilerinden bizim için bir şeyler verebilen insanlardır. Liderlik, kullandıkları avantajlardan gerektiğinde vazgeçmeyi bilmektir. Spot ışığının altında durmayı seven liderler yetiştirdik. Onlar daha çok aydınlıkta olsun diye kan ter içinde çalışıyoruz. Sırtlarını asgari ücrete dayayan, yapacak bir şey yok diyen, sonrada çalışanların ücretten dolayı kaçtığına inanan, nasıl olsan insan çok diyerek, spotların altın güçlü olduklarına inanan liderlerimiz var. Finansal IQ’nüz, tutkularınız ve disiplininiz sizi buraya getirmiş olabilir. Vicdanınız olmadan geleceğe miras bırakma şansınız yok.’’ En son bizi hatırlayan öldükten sonra, asıl ölürüz.’’ Bırakacağınız miras maddesel ise, hepsinin bir gecede biteceğini unutmayalım. 6 Şubat depremi bunu test etti.
Vicdanıyla ile bağlantı kurmak isteyen, aradığı yeri değiştirsin. Spot ışıklarının altında liderlik yapmak, Nasrettin hocanın hikayesin de olduğu gibi anahtarı samanlıkta kaybettiğini bilip, evin önünde aramak gibidir. Yanlış yerde aramak, liderlik sorumluluğunuzu yerine getirdiğiniz anlamına gelmez. Unutmayın; aradığınızı görürsünüz. Gördüğünüzde aradığınızdır. Ne aradığınızı bilmiyorsanız, nerede aradığınızın bir önemi de kalmaz.
Potansiyelin Ortaya Çıkışında Kışkırtmalar
Kurum içi liderlik eğitimlerinden birinde finans müdürü olan Ahmet Bey, iş hayatında uzun yıllar çalıştığını ve yönetici olmayı çok arzulamaz, işinde mutlu olduğunu söyledi. Eşinin ısrarı ile yönetici olduğunu söylemişti. Sonrada tüm şirketin finans müdürü olduğundan bahsetti. ‘’İyi ki eşim benden bunu istemiş’’ diye anlatmıştı. Serotonin, kendimizin ya da sevdiğimizin daha iyi statüde olması konusunda kışkırtmalar oluşturur. Görmediğimizi, başkasının görmesini sağlar. Mevcudumuzu korumak yerine, konfor alanının dışına çıkma istediği, sevdiğimizi mutlu etme ve beklentisi içinde olduğumuz takdir, bizlere seçimler yaptırır. Potansiyelimizi keşfetmemiz için bize ayna tutan, yüzleşmemizi sağlayan insanlar, olaylar olur. İdrak etmenin özü, karanlık tarafımıza ışık tutmakla oluşmaktadır. Arda’nın doğal liderik yapması, serotonin ve oksitosininden kaynaklı seçimlerini grubun hayrına yapmasını öğrenmesinden kaynaklıdır. Güvenlik çemberinde olmayı seven biz insanlar, kendi sesimizi ve misyonumuzu başkalarının kışkırtmalarıyla buluruz. Burada sorun, zorlayarak yapılan atamalar, lider olma azmi, ayak oyunları, yıpratıcı ilişkilerle alınan unvanlar, tarih içinde hak ettikleri değeri görürler. Saygıyı hak eden doğal liderlik, gönülden içten gelen katkı ve değer yaratmakla ilgilidir. Bunların olmaması çalışanlarda, tutkuyla, disiplin içinde, sorumluluk alarak, ustalaşma isteklerini gizlemelerine neden olur. Serotonin ve oksitosin yeteri kadar olmayan kurumlarda, güven vermeyen liderler, dopamin ile kurumu ayakta tutmaya çalışır. Yapma isteğinin temelini anlamayan liderler, çözümü ödül ve ceza arasında gidip gelmelere bırakırlar.
Bazı bilgi ve beceriler size unvan kazandırmış olabilir. Görünmeyen, öne çıkmamış, unvanı olmadan liderlik eden kişilerde olabilir. Her durumda güven ve işbirliği ile bizlere kendini teslim etmiş kişilere karşı, sorumluluk alma durumunu geliştirmemiz gerekmektedir. Sizi buraya taşıyan gelecekte istediğiniz yere götürmeye bilir. Bu sebeple liderlik yaptığınız kişilere karşı, oksitosin ve serotonin kimyasallarını artıracak bakış açınızı geliştirmeye ihtiyacınız bulunmaktadır. Güvenlik çemberinin ortasında olduğunuzu ve izlendiğinizi unutmayın. Unutmayın, size inanan insanların, sıkı çalışması ve sizi onurlandırması için, sizinle ve kurumunuzla bağ kurmaya ihtiyaçları var.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

Sık kullanılan ama pek az bilinen iki kavram;Strateji vs Taktik

Her zaman kulaklara misafir olurlar ya da dile pelesenk;...

Başarı Hikayeleri Neden Artık Bizi Etkilemiyor?

Günümüzde başarı hikayeleri sık sık karşımıza çıksa da çoğu...

Hangi Ben?

Sabah kalktığınızda aynaya bakıyorsunuz. Gözlerinizde biraz uyku mahmurluğu, yüzünüzde...

Minimalist hayatlar ve çok mutluluk

Yaşamın bize sunduğu en çarpıcı ve belki de en...