Bir kedi maması açarken, 1,9 milyar dolarlık bir ekonomiye katkıda bulunduğunuzu düşünmüyorsunuz. Ancak Türkiye’nin evcil hayvan sektörü tam bu büyüklükte ve 2028’e kadar 3,5 milyar doları aşması bekleniyor.
Büyüyen Pazar, Artan İhracat
“Pandemi sonrası evcil hayvan sahiplenme oranlarındaki artış, sektörü adeta uçurdu,” diyor bir sektör analisti. Türkiye’nin pet ürünleri ihracatı son on yılda 27 kat artarak 122 milyon doları aştı ve 96 ülkeye ulaştı. 2025 hedefleri arasında 500 milyon dolarlık ihracat yer alıyor.
Yaklaşık 600 yerel firma bu büyüyen pastadan pay almak için yarışıyor. Büyük markalar modern tesislerinde üretim kapasitelerini artırırken, küçük girişimciler niş pazarlarda kendilerine yer buluyor. Sağlık destekleyici ürünler üreten firmalar, kentsel yaşamın getirdiği sağlık sorunlarına yönelik çözümler sunarak pazarı çeşitlendiriyor.
Dijital Dönüşüm ve Premium Trend
Sektördeki en çarpıcı gelişme dijital dönüşüm. GPS takip cihazları, akıllı mama kapları ve online veteriner danışmanlıkları, evcil hayvan bakımını dönüştürüyor. E-ticaret platformlarında canlı yayın sunumları ve kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri, tüketicilerin alışkanlıklarını değiştiriyor.
“Y kuşağı evcil hayvanlarını aile üyesi olarak görüyor ve onlar için en iyisini istiyor,” diyor bir pet shop zinciri sahibi. “Organik, doğal ve sürdürülebilir ürünlere talep her geçen gün artıyor.”
Pet maması, sektörün en kritik segmenti olarak 2022’de 127 milyon dolarlık pazar büyüklüğüne ulaştı. Hem hayvansal hem de bitkisel protein kaynaklarının kullanıldığı mamalar, organik ve premium ürün çeşitliliğiyle öne çıkıyor.
Kültürel Doku ve Yasal Çerçeve
Türkiye’nin evcil hayvan sektöründeki ilginç paradokslarından biri, evlerin yalnızca %5’inde köpek ve %14’ünde kedi beslenmesine rağmen, sokak hayvanlarına yönelik toplumsal duyarlılığın yüksek olması. Bu durum, sektörün gelişimini farklı bir yöne çekiyor.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki yenilikler ve 2025 yılına kadar zorunlu hale gelecek mikroçip uygulaması, sektörün yasal çerçevesini güçlendiriyor. “Yakala-Kısırlaştır-Sahiplendir” politikası, sokak hayvanlarının refahını artırırken, sahiplenme kültürünü de destekliyor.
Türkiye genelinde yaklaşık 2.000 pet kliniği bulunmakla birlikte, veteriner hizmetleri teknolojik altyapıyla desteklenmeye başlandı. Geleneksel veterinerlik hizmetlerinin yanında, online veteriner danışmanlıkları ve yenilikçi pet sigortası uygulamaları, evcil hayvanların sağlık yönetiminde devrim yaratıyor.
Zorluklar ve Fırsatlar
Ekonomik dalgalanmalar ve döviz kurlarındaki belirsizlik, sektörün karşılaştığı en büyük zorluklar. İthal ürün maliyetlerinin artması, tüketici fiyatlarını yukarı çekerken, yerli üretimin önemi artıyor. Avrupa Birliği standartlarına uyum sağlama zorunluluğu, özellikle küçük ve orta ölçekli üreticiler için ek maliyet ve rekabet baskısı yaratıyor.
Ancak her zorluk, yeni bir fırsat doğuruyor. Premium ürünlere olan talep, teknolojik yenilikler ve e-ticaretin yükselişi, sektör oyuncularına yeni yatırım alanları açıyor. Özellikle dijital sağlık hizmetleri ve kişiselleştirilmiş ürünler, geleceğin büyüme alanları olarak öne çıkıyor.
Geleceğe Bakış
Uluslararası fuarlar, sektörün yerli ve yabancı oyuncularının buluştuğu önemli platformlar haline geldi. Bu etkinlikler, yeni iş birliklerinin ve inovasyonların doğmasına zemin hazırlıyor.
“Türkiye’nin evcil hayvan sektörü henüz doygunluğa ulaşmadı,” diyor bir sektör uzmanı. “Avrupa’da evlerin %25-30’unda evcil hayvan beslenirken, Türkiye’de bu oran çok daha düşük. Bu da büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor.”
Türkiye’nin evcil hayvan sektörü, ekonomik potansiyeli, kültürel dokusu ve teknolojik dönüşümüyle, hem yerel hem de global pazarda önemli bir oyuncu olmaya aday. Patili dostlarımızın ekonomideki payı, önümüzdeki yıllarda daha da artacak gibi görünüyor.
Patili ekonomi ve gerçekler
Tarih