Sahnede olmak, çoğu kişi için hayatının en heyecan verici anlarından biridir. Ancak, heyecanı “katlanarak” yaşamak isteyen, sıradanlığa meydan okumak isteyenler için gerçek bir fırsat: Sunum yaparken, olabilecek en büyük fiyaskoyu yaşamak! Basit bir sunumu unutulmaz (!) bir trajediye dönüştürmek isteyenlere, işte benzersiz bir “başarısızlık reçetesi”. Listemizin dozunu iki katına çıkardık! Bu yazı, “Sunumda başarısız olmanın 20 yolu” ile sizi gülümsetirken düşündürecek. Sürüden ayrılan sunumcular için, unutulmaz bir son garantili!
- Hazırlıklı Olmak? O da Ne!
Hazırlık yapmak, riski azaltmak demek. Oysa gerçek başarısızlığı arzulayanlar, sunum gününe kadar tek bir kelime bile hazırlamaz. Sunuma beş dakika kala elinize geçen notları karıştırın, hatta unutuyorsanız kağıtsız çıkın! Hazırlıksızlık sizde; izleyicide tarifsiz bir merak ve “Bu çocuk acaba ne anlatıyor?” duygusu yaratacaktır. - Slaytları Gören Ağlasın
Slaytlarda yazı tipi olarak Comic Sans veya Papyrus kullanın; animasyonları bol, renkleri göz kanatan türden seçin. Slayt başına en az on farklı renk kullanın, arka plan ve ön planın kontrastını sıfıra düşürün. Sanki Van Gogh gecesinde kulüp lambası çalışıyor! - Gözlerinizi Kaçırmak Marifet
Dinleyiciye bakmak, iletişimin anahtarıdır. Fakat siz başka bir seviyede olduğunuzu gösterin: tüm sunum boyunca tavanda lamba sayın, ayakkabılarınıza bakın, gerekirse gözlerinizi kapatın. Göz teması yoksa iletişim de yok; basar gidersiniz. - Metinden Okumak, Hem De Robotik!
Hazır bir metni sıktıra sıktıra, sıfır duygu ve vurguyla okuyun. Kimse ne dediğinizi anlamasın, hatalı okumalardan çekinmeyin. Hatta bazen satırı kaybedip başa sarın; bu özensizliği fark edenlerin saygısını (!) kazanırsınız. - Zamana Hiç Uymayın, Kendi Akışınızda Takılın
Sunum süresiyle ilgili verilen talimatları görmezden gelin. 10 dakikalık sunuma yarım saat ayırın, ya da 20 dakikalık süreyi 2 dakikada “uçurun”. Zaman algısı olmayan sunumcu unutulmaz olur. - Katılımcıları Görmezden Gelin
İzleyicilerin fikirlerini almak mı? Sakın! Dinleyicilerle asla etkileşime girmeyin, soru almayın, sorulursa cevapsız bırakın. Sunum boyunca tek kişilik bir gösteri gibi davranmak, egonuzu büyütür, başarısızlığınızı efsaneleştirir. - Bağlantıları Test Etmeyin, Sürprizlere Açık Olun
Projeksiyon çalışmazsa, sunumu telefonda açmaya çalışın. Mikrofon cızırtı yaparsa, cihazı masaya bırakıp bağırarak konuşmayı deneyin. (Sonuçta sürprizler hayatın tuzu biberi!) - Daldan Dala Atlama Yarışı
Konudan konuya atlayın! 2022 Dünya Kupası’ndan, Marmara Depremi’ne; kişisel çocukluk anınızdan, yemek tercihinize sarkın. “Sunumun konusu neydi?” sorusu bile unutulsun. - Teknik Jargonla Doldurun
Dinleyicilerin anlamayacağı her türlü terimi peş peşe sıralayın: “Bu noktada hiperpolinomyal konfigürasyonun, asimptotik optimizasyonuyla bir sentez oluşturuyoruz.” Dinleyiciler başını sallar, kimse anlamaz. - Beden Dilini İhmal Edin
Elleriniz cebinizde; arada kulağınızı çekiştirin, sandalyede sallanın. Tek bir jest – mimik kullanmayın. Monoton yüz ifadesi ile robotik duruşunuzu konuşturun. - “Bende Heyecan Yok” Diyerek Freni Bırakın
Sahneye çıktığınızda kuruyan dudaklarınızı sık sık yalamayı ihmal etmeyin. Terleyen ellerinizi giysinizle silin, mikrofonu iki elinizle sıkı sıkı tutun. Heyecanınızı seyirciye “keyifle” yansıtın. - Kendi Sesinizi Dinletmek İçin Sık Sık Kesin
Sürekli “ee”, “ıııı”, “şey”, “yani” deyip cümlelerinizi yarıda bırakın. O cümle asla tamamlanmasın. Dram ve gizem dolu bir anlatı için biçilmiş kaftan! - Okuma-Yazma Hatalarını Slayta Serpiştirin
Slaytlara yazım yanlışları ve imla hataları ekleyin: Noktasız, virgülsüz, düşmüş harflerle dolu metinler sunuma keyif katar. - Gereksiz Animasyon Sahnesi
Her slayt açıldığında metin harf harf çıksın, fotoğraf beş saniyede dönerek ekrana gelsin, ses efektleriyle tatlandırın. İzleyici “sunum mu, disko mu?” diye şaşırsın. - Elinizdeki Notlarla Oynaşın
Her cümlede önünüzdeki kağıtları çevirin, düşürün, toplarken “Nerede kalmıştık?” repliğiyle hararet katın. Unutmak bir sanat, aramak ise performanstır! - Ters Köşe Şaka: Sıkıcı Konulara Mizah Ekle!
Ders gibi ciddi bir konuda abartılı şakalar yapın, ya da konuyla hiç alakası olmayan fıkralarla araya parazit ekleyin. Dinleyici koparsa, başardınız demektir. - Üçüncü Tekil Kişiden Konuşmak
Kendi adınızı kullanarak konuşun: “Ahmet burada şöyle düşünüyordu…” Kim olduğunu hatırlatmanın karanlık yönlerine dalın. - Kaynakları Unut, Alıntıları Karıştır
Slaytta bir alıntı paylaşın ama kimin sözünü alıntıladığınızı hatırlamayın. Kaynağına bakmadan sallayın; “Bunu sanırım Einstein söylemişti!” dediniz mi, tamamdır. - Soruları Cevaplarken Konuyu Değiştir
Soru geldiğinde tam tersi bir konudan yanıt verin, “Çok güzel soru ama bu da bana başka bir anekdotu hatırlattı!” deyip soruyu ortada bırakın. - Görsel Karmaşa: Tablo ve Grafik Cenneti
Her slayta beş tablo, on grafik, istatistik yağmuru koyun. Açık renkli fon üzerine renkli grafiklerle izleyiciyi görsel bombardımana tutun.
“Nasıl başarısız olunur” dersi en kötü okulda bile verilmez!
Düşünün: Salonun büyük kısmı ya uyuyor ya kafası karışık ya da kapıdan kaçmaya çalışıyor… İşte tam da bu noktada, başarısızlık konusunda zirveye ulaşmışsınız demektir!
Bir gün sunumunuzu gerçekten unutulmaz yapmak isterseniz, bu listedekilerin hiçbirini uygulamazsınız. Aksi halde, “fiyasko” kelimesinin altına kendi adınızı gönül rahatlığıyla yazabilirsiniz.
Kısacası: Sunum yapmak da, sarkacın iki ucunda gezinmek gibi; ya alkışla ayrılır, ya unutulmaz felaketlerle anılırsınız. Unutmayın: Her başarısızlık “başarıyla” yaşanır!