Yapay zekâsız kalan şirketler için yok olma riski

Tarih

Türkiye’de küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ), yapay zekâ ve dijital dönüşüm sürecine ayak uydurmadıkları takdirde ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya. Uzmanlara göre, yapay zekâyı iş süreçlerine entegre etmeyen şirketler, üç yıl içinde rekabet gücünü kaybederek piyasadan silinme riskiyle yüz yüze kalacak.
KOBİ’ler Ekonominin Omurgası
Türkiye’de yaklaşık 3,5 milyon KOBİ faaliyet gösteriyor ve bu işletmeler ülke ekonomisinin yüzde 99’unu, toplam istihdamın ise yüzde 75’ini oluşturuyor. Yani KOBİ’lerin ayakta kalması sadece bireysel işletmeler için değil, ülkenin ekonomik dengesi açısından da kritik.
Ancak küresel ölçekte hızla yayılan yapay zekâ teknolojileri, KOBİ’lerin alışık olduğu geleneksel iş yapma biçimlerini tehdit ediyor. Büyük şirketler çoktan dijitalleşmiş durumda. Bankalar müşteri temsilcilerini yapay zekâ asistanlarıyla destekliyor, lojistik şirketleri rota planlamasını algoritmalarla yapıyor, e-ticaret devleri müşterilere kişiselleştirilmiş alışveriş önerileri sunuyor.
KOBİ’lerin büyük bir kısmı ise hâlâ manuel yöntemlerle çalışıyor. Siparişler defterlere kaydediliyor, stok takibi Excel tablolarında tutuluyor, müşteri tercihleri sezgilere göre tahmin edilmeye çalışılıyor.
“Üç Yıl Kritik Eşik”
Dijital dönüşüm alanında yapılan araştırmalara göre, yeni bir teknolojiyi üç yıl içinde benimsemeyen şirketlerin rekabet gücü büyük ölçüde kayboluyor. Bu durumun en bilinen örneği mobil telefon sektöründe yaşandı. 2000’lerin başında dünya lideri olan tuşlu telefon üreticisi, akıllı telefon dönüşümüne ayak uyduramayarak kısa sürede pazar payını kaybetti.
Uzmanlar, benzer bir senaryonun Türkiye’deki KOBİ’ler için de söz konusu olabileceğini söylüyor. Üç yıllık kritik sürede yapay zekâya yatırım yapmayan işletmelerin, rakiplerinin gerisinde kalacağı ve müşteriler tarafından unutulacağı öngörülüyor.
Yapay Zekânın KOBİ’lere Sağladığı Avantajlar
Yapay zekâ, sadece büyük şirketlere değil, küçük işletmelere de çok çeşitli faydalar sağlıyor:
Maliyet Yönetimi: Stok optimizasyonu sayesinde fire oranları azalıyor. Örneğin bir tekstil atölyesi, kumaş kesiminde yapay zekâ desteğiyle yıllık maliyetlerinde yüzde 10 tasarruf sağlayabiliyor.
Müşteri Deneyimi: Chatbot’lar ve dijital asistanlar, 7 gün 24 saat müşterilere cevap verebiliyor. Bu da küçük bir işletmenin bile büyük şirketlerle aynı seviyede hizmet sunmasını mümkün kılıyor.
Pazarlama: Yapay zekâ tabanlı veri analizleri, müşterilerin ihtiyaçlarını ve satın alma alışkanlıklarını tahmin ederek daha etkili kampanyalar düzenlemeyi sağlıyor.
Karar Alma: Satış, stok ve müşteri verilerinden elde edilen raporlar, yöneticilerin daha doğru ve hızlı kararlar almasına yardımcı oluyor.
Anadolu’dan Başarı Örnekleri
Türkiye’nin farklı bölgelerinden bazı KOBİ’ler, yapay zekâyı işlerine entegre ederek önemli başarılar elde etti.
Konya’da faaliyet gösteren bir un fabrikası, üretim planlamasını yapay zekâ sistemine devretti. Önceden üç vardiya ile çalışan fabrika, aynı üretimi artık daha kısa sürede yapabiliyor. Enerji tüketimi yüzde 15 azaldı, üretim verimliliği ise yükseldi.
Gaziantep’teki küçük bir halı atölyesi ise ihracat pazarlarını belirlerken yapay zekâ destekli veri analizi kullandı. Önceden sadece iki ülkeye satış yapan firma, artık altı ülkeye ürün gönderiyor. İşletme sahibi, “Yapay zekâ bize yeni pazarların kapısını açtı” diyerek bu dönüşümün önemini vurguladı.
En Büyük Engel: Kültürel Direnç
KOBİ sahiplerinin büyük bir kısmı yapay zekâya mesafeli duruyor. Bunun üç temel nedeni öne çıkıyor:
Maliyet Endişesi: Yüksek yatırım gerektirdiği düşünülüyor.
Güvenlik Kaygısı: Verilerin çalınabileceği korkusu yaşanıyor.
Alışkanlıklar: Geleneksel yöntemleri bırakmak istemiyorlar.
Oysa uzmanlara göre bulut tabanlı yapay zekâ çözümleri, küçük işletmelerin de kolayca ulaşabileceği kadar düşük maliyetli. Aylık abonelik sistemleri sayesinde, büyük sermaye yatırımı yapmadan teknolojiden yararlanmak mümkün.
Buradaki asıl sorun, “teknolojik değil, kültürel” olarak tanımlanıyor. Yıllardır aynı yöntemlerle iş yapan işletme sahiplerinin, iş modellerini değiştirmekte isteksiz davrandığına dikkat çekiliyor.
Türkiye İçin Risk Büyük
Türkiye’de KOBİ’lerin toplam ekonomi içindeki payı düşünüldüğünde, yapay zekâya uyum sağlayamayan işletmelerin kaybı sadece bireysel bazda değil, ulusal ölçekte de ciddi sorunlara yol açabilir. Uzmanlar, “KOBİ’lerin dijitalleşme sürecinde geri kalması, hem istihdam kaybı hem de ihracat kapasitesinde düşüş anlamına gelir” uyarısında bulunuyor.
Yapay zekâ artık sadece teknoloji devlerinin değil, küçük işletmelerin de hayatta kalabilmesi için temel bir araç haline geldi. İş süreçlerine yapay zekâyı entegre etmeyen KOBİ’lerin, önümüzdeki üç yıl içinde müşteri kaybı yaşayarak piyasadan çekilmesi olası görünüyor.
Uzmanlar son olarak şu uyarıyı yapıyor:
“Yapay zekâya yatırım yapmamak, dükkânın kapısını kendi ellerinizle kapatmak gibidir. Ya dönüşeceksiniz ya da yok olacaksınız.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

Şirketlerin çalışanları ofise çekme mücadelesi büyüyor

Pandeminin en kalıcı miraslarından biri, iş hayatını kökten dönüştüren...

Yeni Başarı Üçgeni, Anlam – Erişilebilirlik – Topluluk

Bir dönemin başarı ölçütü çok basitti: daha fazla para,...

Hiper kişiselleştirme çağına giriş

Bir dönem için büyülü bir yenilikti: Adımızla başlayan epostalar,...

Ceo’ların bir çoğu neden 5 yıldan fazla koltukta kalamıyor?

Bir CEO’nun odasına girdiğinizde ilk göze çarpan şey, geniş...