Plaza dünyasında kahve makinesi, yazıcıdan daha çok çalışır.Her sabah aynı sesler yankılanır: “Günaydın!”, “Mail attım, bakar mısın?”, “Toplantıya beş dakikan var mı?”Bu sıradan cümlelerin ardında görünmeyen bir enerji dalgası dolaşır: ‘Mobbing’in mikro dalgaları.’
Evet, bildiğiniz mikrodalga gibi ; göremeyiz ama içimizi ısıtır; tabii bu konfor değil, kızışmadır.
Kurumsal Mikrodalga Etkisi
Plazada mobbing, artık doğrudan “bağırmak” değil, “tatlı gülümsemeyle ima etmek” sanatıdır.“Bu raporu senin gibi biri çok daha iyi yapardı” cümlesi, dışarıdan motive edici görünür, içeriden ise atomu parçalar.Bir de klasik replik vardır:“Senin potansiyeline inanıyorum.”Bu, çoğunlukla “senin sınırlarını test etmeye hazırım” anlamına gelir.
Bazı yöneticiler, bu mikro mobbing yöntemlerini öyle ustaca uygular ki ‘HR’ bile anlamaz.
Zaten HR’a gidip “Mobbinge uğruyorum” dersen, cevap genelde şudur:
“Hmm, kendi iletişim tarzlarını gözden geçirmeye ne dersin?”Yani sorun değilmiş gibi yaparlar.Kurumsal jargonla ifade edilirse: “Sistemde senkronizasyon sorunu var ama sensörler sende.”
Psikolojik Enflasyon
Son yıllarda ekonomideki enflasyon kadar tehlikeli bir şey daha var: duygusal enflasyon.
Her şeyin değeri düştü: takdirin, emeğin, özrün ve özür dilemenin …Ama baskının değeri arttı.Artık biri “toplantıda neden sessizdin?” dediğinde, bir başka pasif-agresif dalga başlıyor.
Ofislerde hissedilen sıcaklık 38 derece, ama klima 23’te.Serin kalalım beyler bayanlar.
Motivasyon mailleri ise genelde kriz sonrası gelir.Yani moral konuşmaları asla moral vermek için yapılmaz; sadece “bakın hâlâ liderim” mesajı taşır.Bir yöneticinin ağzından çıkan “Hepimiz bir aileyiz” cümlesi, genelde yaklaşan küçülmenin habercisidir. Aileden biri gidecektir.
PowerPoint Terörü
Mobbing’in en sofistike hali PowerPoint sunumlarında yaşanır.Bir slide’ta “Takım Ruhu” yazarken, aynı anda ekipten biri “neden beni cc’ye almadın?” diye sorgulanır.Sunum sırasında yöneticinin en sevdiği cümle:
“Sunumu biraz daha sadeleştirebilir miyiz?”Bu, aslında “bana daha fazla alan bırak” demektir.Çünkü plazalarda ego, grafikten hızlı büyür.Toplantı sonunda birisi mutlaka şöyle der:
“Bence bu süreci daha stratejik ele alalım.”Bu da genellikle “Senin fikrin güzel ama benim adımla duyulacak” anlamına gelir.
Mobbing’in Enerji Dönüşümü
Plaza mobbingi, doğrudan yakmaz. Tersine, yavaş yavaş ısıtır.İlk başta “sadece stres” zannedersin. Sonra “galiba ben abartıyorum” dersin.Bir süre sonra da “Aslında ben yanlış yapıyorum” diye kendini suçlamaya başlarsın. İşte o anda mikrodalga tamamdır: içten pişmiş, dıştan soğuk bir çalışan doğmuştur.
Haftalık toplantılarda “Birbirimize destek olalım” temalı slide’lar açılır.Sonra aynı ekip, öğle arasında “Bu hafta kim gidecek acaba?” diye fısıldaşır.Mobbing’in görünmeyen ısısı, ofis duvarlarına bile siner.Camlar şeffaftır ama kimse kimseye gerçekten bakmaz.
Performans Değil, Psikoloji Ölçülüyor
Yeni dönem mobbing artık KPI’larda değil, duygularda ölçülüyor.Birini “performans düşüklüğü” bahanesiyle köşeye sıkıştırmak demode oldu.Şimdi moda şu:
“Senin enerjini biraz düşük hissediyorum.”
Bu cümle, mobbing’in İSO sertifikalı versiyonudur.Ne yaparsan yap, ölçülemeyen bir enerji üzerinden suçlanırsın. Zaten modern yönetim dili şöyle çalışır: Birine kızmak yerine, “Beklentilerimizi yeniden hizalayalım” denir. Bu da kurumsalca’da şu demektir: “Senin hatan ama birlikte düzeltelim.”
Ofis Jargonu: Mobbing’in Ana Dili
Kurumsal jargon, mobbing’i meşrulaştıran yeni lehçedir.Birine doğrudan “hatalısın” demek ayıptır; onun yerine şöyle denir:
“Orada biraz farklı düşünebiliriz.”
Veya:
“Daha proaktif olmanı beklerdim.”
Bu cümlelerin tümü “Seni suçluyorum ama kibarım” anlamına gelir.Yani plaza dilinde nezaket, bazen mobbing’in kamuflajıdır.
Ofis WhatsApp grubunda bile bu dil sürer:
“Toplantıyı beş dakika öne çekelim mi?”Aslında “Sen geç kalma artık” demektir.
Ama kimse açık konuşmaz çünkü herkesin CV’si günceldir.
Kurumsal Aynada Görüntü
Mobbing’in en ironik tarafı, bunu yapanların da genelde bir zamanlar kurban olmasıdır.
Yani bugün “feedback” adı altında moral bozan kişi, dün “geri bildirim” adı altında ezilmiş olandır.Bu, kurumsal döngünün termodinamik yasası gibidir: Enerji yok olmaz, sadece yön değiştirir.
Bir de mobbing’i “yönetim becerisi” sananlar vardır.Bunlar, “Ben sertim ama adilim” mottosuyla gezer.Oysa çoğu zaman sadece stresle beslenen duygusal veganlardır ; yani empati yemeyi yıllar önce bırakmışlardır.
Bir plaza fenomeni de şudur:Her yönetici, bir üst yöneticisinden korkar ama altındakine hükmeder.Bu hiyerarşik ısı transferi, ofislerdeki en etkili enerji döngüsüdür.
Ekonomik Sonuçları
Mobbing’in makro etkisi gözle görülmez ama bilanço hisseder.Verimlilik düşer, devinim artar.Yani insanlar çalışmaktan çok “idare etmekle” meşgul olur.Bir şirketin iç enerjisi üretim yerine “algı yönetimi”ne harcanır.
Sonuç?
Kâğıt üzerinde rekor büyüme, sahada tükenmişlik.Bu, ekonominin görünmeyen maliyetidir.
Tıpkı enflasyon gibi: Yavaş yavaş alım gücünü değil, inanç gücünü tüketir.
Ofis Isınırken
Plazalarda insanlar artık iklimden değil, ilişkilerden terliyor.Klima 21’de ama omuzlar kasılmış, ses tonları buz gibi. Çünkü herkes “iyi niyetli görünme” yarışında, ama kimse gerçekten iyi niyetli değil.
Her plazada bir “sessiz kahraman” vardır:Ne bağırır, ne şikayet eder, ama içinden sürekli “format atmak” ister.O kişi genelde en üretken olandır — ta ki bir gün “böyle gitmez” deyip LinkedIn’de “Yeni bir yolculuğa başlıyorum” postu atana kadar .Ve işte o gün, ekip grubu bir süre sessiz kalır.
Sonra biri yazar:
“Harika bir ekip arkadaşıydı, yolu açık olsun.”Altına on beş tane araşalım emojisi düşer.
Ama kimse gerçekten aramaz.
Mobbing artık sadece bir davranış değil, bir yönetim modeli haline geldi. Ama unutmayalım: Her enerji dalgasının bir karşı dalgası vardır. Bir gün çalışanlar da kendi mikrodalgalarını açabilir ama bu sefer ısıtmak için değil, aydınlatmak için.
Mobbing’in mikro dalgası, ofis ısınırken ilişkiler soğuyor(Kurumsal gerçekler – ekonomi mizahı serisi 2)
Tarih
