“Bütünlük, evrensellik” anlamına gelen üniversite sözcüğü, etimolojik olarak “universitas” sözcüğünden gelmektedir.
Üniversite yaşamı yeterli zekaya sahip, olanakları ve hedefleri olan gençlerin istedikleri bir dalda eğitim almalarını sağlayan yaşamın en önemli süreçlerinden biridir. Ne yazık ki uzun yıllardır ülkemizde gençler istedikleri bir fakülte yerine tesadüfen kazandıkları bir fakültede eğitim almak ve belki de istemedikleri bir mesleği öğrenmek zorunda kalmaktadırlar. Bunu bile kazanabilmek için zor bir sınava, maddi manevi zor koşullarda hazırlanırlar. Ailelerin ekonomik koşulları artık çocuklarını üniversitede okutmaya yetmemekte veya bunu sağlamak için büyük zorluklara katlanmaktadırlar. Bu nedenle genç, başarılı ve yoksul çocuklarımızı toplumsal yaşama kazandırmak için üniversitelerin, kamu kuruluşlarının yeterli öğrenci yurdu sağlaması, üniversitelerin, şirketlerin, vakıfların ve bireylerin yeterli burs sağlamaları gerekmektedir.
Gençler böyle bir eğitim için karar verirken ailelerinin ekonomik koşullarını, kendi merak ve ilgi alanlarını düşünmek durumundadır. Böylelikle gelecekte istedikleri bir mesleğe sahip olarak gelişimlerini tamamlamayı amaçlarlar. Benzer zorlukları aşarak üniversiteye ulaşabilmiş olan akranları ile ortak çalışmalar yapmak, tartışmalara katılmak, öğretim üyeleri ile bilgi alış verişinde bulunmak, ufuk açıcı ortamda yaşamak, yani “üniversiteli olmak” anlamına gelmektedir. Sosyal çevre, üniversite yaşamında moral ve destek kaynağıdır, bu ortam kimliklerini, hedeflerini ve dünya görüşlerini şekillendirir, bireyleri küresel iş gücü dünyasına hazırlar. Üniversite çevresi yalnızca kendi yöresinin ve ülkesinin insanlarından oluşmadığı için, bu kişiler ile iletişime geçmenin dünyayı tanımaya başlamak adına, kişisel gelişimlerinde önemli yeri vardır. Dersler dışında kampüsteki ortak yaşam ile toplumsal yaşama adım atmaları çok önemli bir başlangıçtır.
Sportif ve kültürel etkinliklerden yararlanmak için ortam çok uygundur. Üniversite, özgür düşüncenin ve yaratıcı fikirlerin geliştiği bir ortam sunar, öğrencilerin sosyal duyarlılıklarını artırır, sorumluluk alma ve kendine güven duygusunu geliştirir, dünya vatandaşı olma bilincini kazandırır. Üniversite eğitimi akademik bilgi ve uzmanlık kazandırır, analitik ve eleştirel düşünebilmeyi öğretir, kişisel gelişim ve kariyer fırsatları sağlar. Ancak üniversite eğitiminin teorik ağırlıklı olması, öğretim kalitesindeki olası eksiklikler, öğrenciye yeterince rehberlik sağlayamaması, yalnızca akademik başarıya odaklanmış olması, standartlaşma, güncellenmemiş olma olasılığı, yüksek maliyeti, uzun yıllar sürmesi ve yeniliklere ayak uydurmakta zorlanması, olumsuzluk olarak görülebilmektedir. Özellikle teknoloji, sanat ve girişimcilik gibi hızlı değişen ve yenilikçi sektörlerde, üniversite eğitimi kişisel gelişim açısından yeterli olmayabilir.
Önceleri yalnızca kitaplardan yararlanılarak ulaşılan bilgiye günümüzde internet üzerinden ulaşılabilinmekte, gereğinde bazı dünya kütüphanelerinden yararlanabilme olanağı bulunmaktadır. Alınacak “on line” ders ve seminerler, güncel bilgiler için fırsat olarak görülmelidir. Üniversite, edinilmek istenen mesleğin temelini oluşturması bakımından çok önemlidir. Bazı eğitim dallarında yapılan laboratuvar çalışmaları mesleğe hazırlık anlamında çok değerlidir. Bilimsel anlamda verilen derslerden alınan bilginin pekiştirilme yolları burada öğrenilir.
Gerek öğrenci, gerekse ebeveynin maddi manevi özverisi ile kazanılan bir fakülteyi bitirmek, ortalama bir çalışma ile çok zor değildir. Hatta sömestirler tembellik yaparak da geçilebilir, devam zorunluluğu olmayan derslere katılmadan yıllar geçebilir, kalan dersler sonraki dönemlere de ertelenebilir, sonuçta diploma alınır. Üniversite eğitiminin doğal olarak amacı yetersiz bilgi ile alınan diplomalar değildir. Ele geçmiş olan bu fırsat dolu dolu değerlendirilmeli ve büyük bir bilgi ve beceri kazanılmış olarak bu önemli okuldan mezun olunmalıdır. Bunu sağlamak için birkaç temel stratejiyi uygulamak yeterlidir. Zaman planlaması yapılarak ders çalışmaya, proje hazırlamaya ve sosyal etkinliklere yeterli zaman ayırmaya özen gösterilmelidir, ancak unutulmamalıdır ki öğrencinin temel görevi derslere katılmak, kaynaklardan yararlanmak, not tutmak, düzenli tekrarlamak, ekip çalışmalarına katılmak, dengeli beslenmek ve uyku düzenini sağlamaktır. Hedef belirleyerek geleceğe yönelik staj ve gönüllü çalışmalar ile kariyer hazırlığı yapılmalıdır. Bazı öğrencilerin yaptığı gibi dönem sonunda, sadece sınav kazanmaya yönelik çalışmalar, gelecek için çok yararlı olmamaktadır.
Üniversite eğitimi ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre farklılık göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde üniversite eğitimi almış olan birey oranı yüksektir; üniversite diploması kariyer olanakları açısından büyük avantaj sağlamaktadır, bu eğitim için aileler çocuklarına maddi kaynak ayırabilmekte, devlet bursları ve öğrenci kredileri yaygın olarak verilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde üniversite eğitimi giderek yaygınlaşmaktadır. Az gelişmiş ülkelerde üniversite eğitimi yetersizdir, Eğitim, ekonomik kalkınmanın araçlarından biri olsa da yeterli kaynak ve altyapı eksikliği süreci zorlaştırır.
Üniversiteye girememiş veya girebilmiş ama bilglerini pekiştirmek isteyen öğrenciler için dünyanın önde gelen üniversitelerinden on line eğitimden yararlanılarak diploma alınabilmektedir. Harvard ve benzeri prestijli üniversiteler, on line master ve sertifika programları sunmaktadırlar. Bu gibi okulların bazı on line katılım ile edinilen diplomaları, tam zamanlı diplomanın eşdeğeri olarak kabul görmektedir.
Bir toplumda herkes yüksek öğrenimde eğitim alma isteğinde olmayabilir. Üniversite eğitimi almadan, meslek veya pratik beceri gerektiren iş alanları seçilebilir. Çıraklık ile başlayan zanaatlar, meslek eğitimi veren merkezlerde kazanılan teknik beceriler ile kurdukları kendi işlerinde çalışma olanakları uygun bir seçenek olabilir. Hiç eğitim almayan bireyler, hayatta belirli hedeflere ulaşmakta zorluk çektiklerinde eğitim almadıklarına pişman olabilirler, özellikle yüksek maaşlı pozisyonlara erişim sınırlı olduğunda bu durum daha belirgin olabilir; becerilere dayalı işlerde başarılı olan kişiler genelde pişmanlık yaşamazlar.
Üniversite eğitimi, uzun ve pahalı bir seçenek olduğundan, teknoloji, sanat ve girişimcilik gibi hızlı değişen sektörlere ilgi duyanlar için çekici olmayabilir. Pratik ve hızlı kariyer isteği, kendi işini kurmak için acele edilmesi, yaratıcılığını kaybetme kaygısı, eğitim sisteminin yetersiz ve geri kalmış olarak değerlendirilmesi, maddi yük ve borçlarının olması bireyleri kısa ve ucuz beceri eğitimi veren kurumlara yönlendirebilir. On line eğitim olanaklarının varlığı, sertifika programları ve meslek kursları diğer seçeneklerdir. Ayrıca teknoloji dünyasında, programlama ve yazılım gibi becerilerin kendi kendine öğrenilebiliyor olması, bu alanlarda kolaylık sağlayabilir. Dünya üzerinde büyük başarılar elde etmiş pek çok ünlü ve cesur iş insanı, üniversite eğitimlerini bitirmeden okullarını terketmiş, işlerini kurmuş, küresel iş dünyasında başarılarıyla devrim yapmışlardır.
Bill Gates (Microsoft’un Kurucusu) Harvard’dan ayrıldı,
Mark Zuckerberg (Facebook’un Kurucusu) Harvard’dan ayrıldı,
Steve Jobs (Apple’ın Kurucusu) Reed College’dan ayrıldı.
Larry Ellison (Oracle’ın Kurucusu) İllinois ve Chicago Üniversitelerini bıraktı.
MichaDell (Dell Technologies’in Kurucusu)Texas üniversitesini bıraktı.
Evan Williams (Twitter’ın Kurucularından Biri) Nebraska üniversitesini terk etti
Jack Dorsey (Twitter ve Square’in Kurucusu)New York üniversitesini terk etti.
Bu çok tanınmış kişiler, geleneksel eğitim yolunu tamamlamadan büyük başarılar elde edilebileceğini gösteren örneklerden yalnızca birkaçıdır. Eğitimin tartışılmaz önemine rağmen girişimcilik, yaratıcı düşünce ve doğru fırsatları yakalama becerisi başarıya ulaşmada en az eğitim kadar etkili olabilmektedir. Fırsatları kaçırmama, kendi yollarını çizme isteği, kendi projelerine olan inançları, hızla büyüyen projeleri, özgür ve pratik deneyim arayışı, kendi ilgi alanlarına odaklanmaları, büyük vizyonlara sahip olmaları ve güvenmedikleri geleneksel eğitimle sınırlanmak yerine kendi yollarını çizmeye karar vermeleri, akademiden ayrılmalarının başlıca nedenleridir.
Üniversite eğitimi , başarılı bir kariyerin temellerini atmada önemli rol oynar, kişisel gelişim ve akademik bilgi sağlar. Ancak, üniversite eğitimi dışında da başarılı olmanın birçok yolu vardır. Ebeveyn için çocuğunun üniversiteye gitmesi, bitirip diploma alması büyük gurur kaynağıdır, diploma çocuklarının iyi bir eğitim alabilmesi için katlandıkları büyük fedakarlıkların ödülüdür.
Gerek aileler, gerekse gençler büyük fedakarlıklara katlanarak edindikleri iyi bir eğitim ve meslek sayesinde, son yıllarda yurt dışına giderek çalışma yaşamlarını orada sürdürmektedirler. Sayılarının yaklaşık üçyüzbin kişi olduğunu duymak üzüntü vermekte ve ülkemiz adına bir başka büyük kayıp ve savurganlık olduğunu düşündürmektedir. Onları ülkemizin kalkınması için katkı vermek üzere yurdumuzda görebileceğimiz koşulların bir an önce oluşmasını diliyorum.
“Bana diplomanı getir, istersen git karpuz sat” sözü büyüklerin diploma mutluluğunun ifadesidir.
Üniversite Yaşamı Ne Verir?
Tarih