Yapay Zeka (AI) ve Etik sorunlar

Tarih

Yapay zeka (AI), modern dünyanın en çarpıcı teknolojik gelişmelerinden biridir. AI, derin öğrenme ve algoritmaların gelişimiyle, hayatımızın birçok alanında kendini göstermeye başlamıştır. Bu teknolojik atılım, sağlık, eğitim, sanayi ve daha pek çok alanda devrim yaratma potansiyeline sahipken, beraberinde bir dizi etik soruyu da getirmektedir.
Tarihsel Perspektif ve AI’nin Evrimi
AI’nin kökenleri, bilgisayar bilimlerinin ilk günlerine dayanır. Ancak son on yıllarda, büyük veri, işlem gücündeki artış ve algoritmik inovasyonlar sayesinde AI, teorik bir kavramdan gerçek dünyadaki uygulamalara geçiş yapmıştır. Tıptan finansa, eğitimden otomasyona kadar geniş bir yelpazede AI, insan etkinliklerini dönüştürme gücüne sahiptir.
AI Etiği ve Temel Prensipler
AI’nin etik boyutları, bu teknolojinin insanlar ve toplumlar üzerindeki etkileriyle ilgilidir. Özellikle, AI sistemlerinin şeffaf, hesap verebilir ve adil olması gerekmektedir. Algoritmik karar verme süreçlerinin insan haklarına saygılı ve önyargılardan uzak olması önemlidir.
Bu duruma ek olarak veri minimizasyonu (data minimization) ilkesi, genel veri koruma düzenlemesi (GDPR) kapsamında AI uygulamaları için zorunlu hale getirilmiştir. Bu, makine öğrenmesi uygulamalarının gereken minimum veri ile çalışması ve fazla verinin toplanmaması anlamına gelir. Kuruluşların, bireyleri verilerin ne kadar süreyle saklanacağı ve hangi amaçlarla kullanıldığı konusunda bilgilendirmesini istiyor. Özellikle uluslararası aktarım sözkonusu ise, her türlü veri paylaşımını detaylandırmalı ve rızanın geri alınmasına yönelik araçlar sağlamalıdır.
Yine çeşitli koruma önlemleri alan Amerika’nın California eyaletinde, California Tüketici Koruma Yasası (CCPA) altında Bilgi Edinme Hakkı, Silme Hakkı, Ayrılma Hakkı ve Erişim Hakkı gibi temel hak kuralları oluşturulmuştur. Bu kuralların yerine getirilmesi, özellikle silme hakkı, makine öğrenmesi uygulamalarını da dogrudan etkiler.
AI ve Toplumsal Etkileri
AI teknolojisinin toplum üzerindeki etkileri çok yönlüdür. Örneğin, otomasyon, bazı iş kollarında işsizliği artırabilirken, yeni iş alanları yaratma potansiyeline de sahiptir. AI, toplumsal eşitsizlikleri derinleştirebilir veya azaltabilir; bu, kullanılan algoritmaların ve politikaların yapısına bağlıdır. AI, toplumun her kesimine adil bir şekilde hizmet etmeli ve kapsayıcı olmalıdır.
Gözetim ve Mahremiyet
Dahası, AI’nin getirdiği bir diğer önemli etik sorun, gözetim ve mahremiyettir. Yüz tanıma teknolojileri ve kişisel verilerin analizi, bireylerin mahremiyet haklarını tehlikeye atabilir. Bu teknolojilerin etik kullanımı, şeffaflık, rıza ve sınırlandırılmış erişim ilkelerine dayanmalıdır.
AI’nin Geleceği ve Politika Önerileri
AI teknolojisinin geleceği, etik ilkeler ve düzenleyici çerçevelerle şekillendirilmelidir. Uluslararası işbirliği, AI’nin insan merkezli ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesini sağlamak için kritik öneme sahiptir. AI’nin getirdiği faydaları maksimize etmek ve risklerini minimize etmek, tüm toplumların ortak sorumluluğudur. Bu amaçla, AI politikaları, etik normlara, toplumsal ihtiyaçlara ve insan haklarına uygun olarak şekillendirilmelidir.
Bu konuda dikkat çeken bir örnek, DABUS vakasıdır. DABUS(Device for the Autonomous Bootstrapping of Unified Sentience) adlı yapay zekanın yaratıcısı Dr. Thaler, DABUS ile 2 yeni ürün ortaya çıkardı. (Hızlı yeniden ısıtma için fraktal geometriye dayalı bir yiyecek kabı ve acil durumlar için yanıp sönen bir işaret ışığı). Bu ürünler için dünyada 18 merciye DABUS’u mucit göstererek patent başvurusunda bulundu. Günay Afrika ve Avustralya bu başvuruyu onayladı, fakat Avustralya sonradan onayını geri çekti. Avrupa Patent Ofisi, Amerika, İngiltere ve diğer 13 merci ise başvuruyu reddetti. Retlerin sebepleri arasında mucitlerin gerçek kişiler olması gerekliliği ve patent hak etmede insan çabasının önemi gösterildi. Bu yöndeki kararlar, özel sektörde çalışan mühendis ve araştırmacıların patent haklarının korunması açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir.
AI teknolojisinin etik boyutları, teknolojinin kendisi kadar karmaşık ve çok yönlüdür. AI’nin toplum üzerindeki etkilerini anlamak ve yönetmek, bu teknolojinin sürdürülebilir ve adil bir şekilde gelişmesini sağlamak için hayati öneme sahiptir.
Bu makale, AI etiğinin temel konularını ve geleceğe dair öngörüleri sunarak, bu alanda daha geniş bir tartışma başlatmayı amaçlamaktadır. Umarım merakınızı uyandırabilmişimdir.

Yazarımızın Özgeçmişi
Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Aynı yıl dijital pazarlama alanında NMQ Digital şirketinde işe başladı ve CRM, Web Content Management, Performance Marketing alanlarında görev aldı.
Şu anda SEO alanında çalışmakta ve Boğaziçi Üniversitesi Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsünde yüksek lisans çalışmalarına devam etmektedir.
Machine Learning, NLP ve Yapay Zeka etiği konularında çalışmalar yapmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

Fikir hırsızlığı neden yapılır?

Geçenlerde, uluslararası bir şirkette üst düzey pozisyonda çalışan yakın...

Nitelikli işgücü krizi büyüyor

Türkiye'nin ekonomik büyümesi ve sanayileşme hamlesi, beklenmedik bir darboğazla...

Teknoloji Yolculuğunda Öğrenmenin Yaşı Yok!

Teknoloji çağında yaşıyoruz ve artık büyüklerimiz de bu hızlı...

Kaos ile başa çıkmak nasıl mümkün olur?

İş yaşamında sıklıkla “kaos” olarak tanımlanan istenmeyen durumlar ile...