Alışveriş artık yalnızca ürün almak değil, markayla kurulan ilişkinin bir parçası. Bu ilişkinin en kritik aşaması ise iade süreci. Çünkü iade, bir markanın müşterisine gerçekten ne kadar değer verdiğini gösteren sınavdır. Müşteri açısından kolay ve destekleyici bir iade süreci, güven ve sadakat duygusunu pekiştirirken; markalar için bu süreç, kısa vadede maliyet yaratsa da uzun vadede güçlü bir imaj ve sadık müşteri kitlesi kazandırır. Zorlaştırılan iade politikaları ise kaliteyi gölgede bırakır, olumsuz deneyimler hızla yayılır. Dolayısıyla asıl mesele “maliyet mi, sadakat mi?” değil; “bugünü mü kurtaracağız, geleceğe mi yatırım yapacağız?” sorusudur. Çünkü markalar bilir ki güven, iade sürecinde kazanılır ve bir kez kaybedildiğinde hiçbir reklam bütçesiyle geri alınamaz.
Alışverişin dönüşen yüzünde en büyük rolü artık mobil ödeme sistemleri oynuyor. Telefon ya da akıllı saati POS cihazına yaklaştırmakla saniyeler içinde ödeme yapabiliyor, marketten kahve zincirine, online alışverişten taksiye kadar her yerde pratikliği hissediyoruz. Başta güvenlik endişesi olsa da şifreleme, parmak izi ve yüz tanıma teknolojileri sayesinde mobil ödeme, kart bilgilerini girmekten daha güvenli bir seçenek haline geldi. Küçük esnafın bile QR kodla ödeme alabildiği bu sistemler, harcamaları kolaylaştırırken bütçe kontrolünü zorlaştırabiliyor. Sadakat programları, kampanyalar ve sosyal paylaşım kolaylığı da tüketici davranışlarını yeniden şekillendiriyor. Sonuç olarak mobil ödemeler, bireysel alışkanlıklarımızdan kayıtlı ekonomiye kadar uzanan geniş bir dönüşümün merkezinde duruyor.
Kokular hayatımızda çoğu zaman fark etmeden iz bırakan, duygularımıza ve davranışlarımıza en hızlı dokunan unsurlardan biridir. Hepimiz için geçerli olan çok basit bir gerçek...
Sürdürülebilir alışveriş denilince çoğu insanın aklına hemen çok pahalı organik ürünler, bez torbalar ya da ikinci el kıyafetler geliyor ama işin aslı aslında bundan...
Ahh hanımlar, hanımlar! Oturun, çayınızı koyun, çünkü size bugün hem kalıpları kıran, hem içimizi döken bir güzellik ve sağlık savaşından bahsedeceğim. Üstelik, bu sefer...
Sosyal medya, günümüzde alışverişin en kolay ve hızlı yollarından biri haline geldi. Artık bir ürün almak için dükkânlara gitmeye gerek yok; cep telefonumuzdaki birkaç...
Sanal alışverişin hayatımıza nasıl girdiğini düşününce, bazen zaman makinesiyle geçmişe gitmiş gibi hissediyorum. Eskiden “Alışverişe çıkmak terapidir” demek çok yaygındı. Bir gün işten yorgun...
Marka ürünler her zaman kaliteli midir? Bu soru yıllardır tüketicilerin aklını kurcalıyor. Kimimiz marka ürün alırken “en azından garantisi var”, “en azından kaliteli olur”...
Yaşamın bize sunduğu en çarpıcı ve belki de en derinden kavranması gereken paradoksal zenginliklerden biri, “az” olanın içerisinde saklı o muazzam bereket ve derinliktir....
Yapay zeka şirketleri sürekli bir sonraki büyük modellerini piyasaya sürmeye çalışırken acaba biz doğru soruları soruyor muyuz? Gündemimiz Yapay Genel Zeka ne zaman üretilecek,...
İnsan kaynakları yönetiminde başarıya giden yol, çalışanlarla empati kurmaktan geçiyor. Onların sadece iş gören değil, duyguları, düşünceleri ve hayalleri olan insanlar olduğunu asla unutmamak...
Üniversite birinci sınıfta aldığımız Eco101 dersinde, ana akım iktisadi görüşüne göre bireyler rasyoneldir. Bu varsayıma göre bireyin tüm alternatifler ve onların fiyatları hakkında tam...