Markaların koku ile sadakat yaratma stratejisi 

Tarih

Kokular hayatımızda çoğu zaman fark etmeden iz bırakan, duygularımıza ve davranışlarımıza en hızlı dokunan unsurlardan biridir. Hepimiz için geçerli olan çok basit bir gerçek var: bir koku, bir anda yıllar öncesine götürebilir. Çocukluğumuzda anne evindeki kahve kokusu, yaz tatillerinde sahile indiğimizde burnumuza gelen tuzlu deniz havası ya da gençliğimizde kullandığımız bir parfüm, bize anında o dönemleri hatırlatır. İşte bu güçlü hafıza etkisi, markaların da uzun zamandır dikkatini çekiyor. Çünkü koku sadece bir his uyandırmakla kalmıyor, aynı zamanda insan beyninde kalıcı bir bağ kuruyor. Bir mağazaya girdiğinizde duyduğunuz hoş bir koku size alışverişi daha keyifli hale getirebiliyor, hatta bazen farkında bile olmadan sizi daha fazla alışveriş yapmaya yönlendirebiliyor. İşte bu yüzden markalar artık koku stratejilerini müşteri sadakati yaratmanın gizli anahtarı olarak görüyor.
Bir insanın gördüklerini ya da duyduklarını unutması çok olağan. Renkleri karıştırabiliriz, bir reklam müziğini birkaç gün sonra hatırlamayabiliriz, ama bir koku burnumuza geldiğinde beynimizde öyle bir kilit açılır ki geçmişte yaşadığımız duygularla birebir tekrar yüzleşiriz. Bilim insanları bunun sebebini beynimizdeki limbik sistemle açıklıyor. Koku duyusu, doğrudan duygularımızı ve hafızamızı yöneten beyin bölgeleriyle bağlantılı. Yani bir markanın kokusu sizi etkilediyse, o kokuya her rastladığınızda aynı duyguyu yeniden yaşama ihtimaliniz çok yüksek. Bir parfüm mağazasında ya da lüks bir markanın dükkanında neden hep belirgin ama rahatsız etmeyen bir koku yayıldığını düşünün. Bu, sadece ortamı güzelleştirmek için değil, sizin zihninizde o markayı özel bir yere koymak için yapılmış bir stratejidir.
Birçok büyük marka kendine özgü bir koku yaratıyor. Tıpkı logoları ya da sloganları gibi, kokular da markanın kimliğinin bir parçası haline geliyor. Hatta buna “koku logosu” ya da “koku imzası” deniyor. Siz mağazaya her girdiğinizde o kokuyla karşılaşıyor, alışveriş yapmasanız bile markayı kokusuyla hatırlıyorsunuz. Bu, müşterinin marka ile kurduğu bağı güçlendiriyor. Mesela lüks bir otelde konakladıktan sonra, yıllar sonra aynı kokuyu başka bir yerde duyduğunuzda birden bire o tatil anılarınıza dönüyorsunuz. İşte markaların istediği de bu: sizde duygusal bir bağ kurmak ve sizi sadık bir müşteri haline getirmek.
Kokunun alışveriş deneyimine etkisini günlük hayattan örneklerle görmek mümkün. Diyelim ki bir giyim mağazasına girdiniz. İçeride sizi ferah, hafif vanilya ve çiçek kokuları karşılıyor. Bu, bilinçaltınızda mağazayı daha sıcak, daha samimi ve güvenilir bir yer olarak algılamanıza sebep oluyor. Aynı kıyafetleri başka bir mağazada kokusuz bir ortamda denediğinizde o kadar keyif almayabilirsiniz. Yani aslında ürün aynı olsa bile, koku atmosferi satın alma kararınızı doğrudan etkiliyor. Bunun tam tersi de geçerli; kötü ya da yoğun bir koku sizi hemen mağazadan uzaklaştırabiliyor. Çünkü burnumuzla aldığımız sinyaller beynimize “burada kalmak iyi bir fikir mi?” sorusunun cevabını hızla iletiyor. Markalar da işte bu noktada doğru kokuyu seçerek müşteriyi kendine daha yakın tutmayı başarıyor.
Koku sadece satış anında değil, uzun vadede marka sadakati yaratmada da önemli bir rol oynuyor. Düşünün, sürekli alışveriş yaptığınız bir mağazanın kokusu artık sizin için tanıdık hale geliyor. Zamanla o koku, markanın kimliğinin ayrılmaz bir parçası haline geliyor. O mağazaya gitmeseniz bile benzer bir koku duyduğunuzda aklınıza direkt o marka geliyor. Böylece marka, sizin zihninizde kalıcı bir yer edinmiş oluyor. Bu da sadakati beraberinde getiriyor. Çünkü müşteri artık yalnızca ürün için değil, o ürünün etrafında oluşan tüm duyusal deneyim için markaya dönüyor.
Koku pazarlaması aslında yıllardır farkında olmadan deneyimlediğimiz bir şey. Fırınların önünden geçerken mis gibi ekmek kokusunun sokağa yayılması, kahve zincirlerinin kahve kokusunu bilinçli bir şekilde dışarıya taşıması, kozmetik mağazalarının kendine has parfüm kokuları… Bunların hepsi müşteriyi cezbetmek, akılda kalıcı olmak ve marka sadakati yaratmak için uygulanan yöntemler. Hepimiz markette yeni pişmiş ekmeğin kokusuyla alışveriş sepetimize fazladan ürün koymuşuzdur. Bu, aslında kokunun bizi yönlendirdiğinin en basit örneği.
Markaların koku stratejilerinde en dikkat ettiği noktalardan biri de kokunun marka değerleriyle uyumlu olması. Mesela gençlere hitap eden enerjik bir marka için turunçgil ve ferah kokular seçilirken, lüks ve prestijli bir marka için daha ağır, odunsu ve sofistike kokular tercih ediliyor. Çünkü koku, markanın kimliğiyle bütünleşmezse ters tepebilir. Müşterinin zihninde oluşturulmak istenen imaj, koku sayesinde çok daha güçlü bir şekilde destekleniyor. Bu yüzden birçok marka, profesyonel koku tasarımcılarıyla çalışarak kendi imzasını yaratıyor.
Bir diğer önemli konu da kokunun dozajı. İnsanlar kokudan etkilensin ama asla rahatsız olmasın istenir. Çünkü fazla yoğun bir koku ters etki yaratır ve müşteri mağazadan uzaklaşır. O yüzden mağazalarda kullanılan kokular genellikle arka planda kalan ama sürekli hissedilen, hafızada yumuşak bir iz bırakan türdendir. Bu incelik aslında müşteri sadakatinde kritik bir noktadır. İnsan rahatsız edici bir şeyden uzaklaşır ama huzur veren, iyi hissettiren bir şeye sürekli geri dönmek ister.
Kokular, markaların müşterilerle kurduğu görünmez ama çok güçlü bir köprüdür. Hepimizin hayatında belli kokulara bağlı anılar vardır ve bu anılar ne kadar güçlü olursa, o kokuya bağlı duygular da o kadar kalıcı olur. Markalar bunu çok iyi bildikleri için artık mağaza tasarımlarında, müşteri deneyimlerinde kokuyu ayrılmaz bir parça olarak kullanıyorlar. Bir mağazada alışveriş yaparken belki fiyatı, ürünü ya da müziği unutabilirsiniz, ama burnunuza sinen o koku size markayı hep hatırlatır. İşte bu yüzden kokunun hafızadaki yeri, markaların sadakat yaratma stratejisinde en gizli ama en etkili silahtır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

Gösterişsiz zerafetin yeni yolu: Sessiz Lüks!

Günümüz iş dünyasında ve günlük yaşamda “lüks” kavramı sadece...

Çalışan ruh sağlığı ve mutluluğu İK’da refah programları

Çalışan Ruh Sağlığı ve Mutluluğu: İK’da Refah Programlarıİş dünyasında...

Şirketler Neden Batar?

Şirketlerin hikâyesi çoğu zaman büyük hayallerle başlar. Kurucular vizyon...

Arkeler ve Arkeogenetik

Arkeler ve Arkeogenetik Etimolojik olarak yunanca “Arkeo” eski, ilkel;...