NİKOLA TESLA “ELEKTRO – MAN”

Tarih

Modern dünyanın en önemli mucitlerinden olan Nikola Tesla 86 yıllık yaşamına, 400 buluş ve 300 patent sığdırmış bir bilim insanıdır. Küçük yaşlardan itibaren mucid olmaya kararlıydı, hayalleri vardı ve bunların çoğunu gerçekleştirmiştir. Günümüzde kullandığımız elektrikli cihazların yüzde sekseninin icadında katkısı olmuştur. Bu büyük dahiyi bir gazete sayfasına sığdırabilmek olanaksızdır, o nedenle pek çok buluşunun sadece adını vermekle yetinmek zorundayım.
YAŞAM FELSEFESİ VE HEDEFLERİ
“En büyük hayalim kablosuz küresel enerji naklidir”.
“Bütün çalışmalarımı aklımda tutarım, yüzelli yıl yaşayacağım, yüz yaşımdan sonra hepsini kayda geçireceğim”.
“Tek aşkım bilimdir, eşi benzeri olmayan işler yapacağım”.
“Keşiflerim, doğanın sırlarını anlama yolunda bir arayıştır”.
“Bu sırları keşfetmek benim için en büyük zevktir”.
“Elektriğin gücüne hayranım”.
“Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, tüm dünyayı aydınlatırdı”.
“Zihnimde çakan şimşekler rehberimdir” bunlar “Işık patlamalarıdır”.
“Bir gün Niyagara şelalesini elektrik elde etmek için kullanacağım”.
“Üniversiteler bilim değil, statü pazarlıyor”.
Arama motoruna Tesla yazınca “Tesla Motors, 2003 yılında kurulan bir Amerikan otomobil şirketidir” yanıtı alınıyor. Günümüzde ticari bir Marka, ne yazık ki büyük DAHİ’nin adını kullanarak on-line ortamda onun önüne geçmiş durumdadır!
10 Temmuz 1856’da Hırvatistan‘da doğmuş bir Sırp’tır. Hiç evlenmemiştir, aseksüel olarak bilinmektedir, kadınlar ile geçen zamanı kayıp zaman olarak görmektedir. Orta öğrenimden başlayarak teknik kitapların yanında felsefe kitaplarını ve dünya klasiklerini okumuş, günde yirmi saatini okumaya ayırmıştır. Makine ve elektrik konularında derin bilgisi vardı, üniversitede okumuş fakat mezun olmamıştır, her iki dalda da mühendislik diploması yoktu ancak muazzam bilgisi vardı. İntegral problemlerini aklından çözebiliyordu.
1884 yılında ABD’ye göçtü. Edison’un yanında çalışmaya başladı. Edison doğru akımı (DA), Tesla geliştirdiği alternatif akımı (AA) savunuyordu, çeşitli tartışmalı olaylar yaşandıktan sonra Edison’dan ayrıldı. George Westinghouse, Tesla’yı AA sistemi üzerinde çalışması için işe aldı, bu konudaki tüm patentlerini de satın aldı.
Buluş ve patentleri elektrik, manyetizma, radyo teknolojileri ve X ışını başlıklarında toplanabilir.
1881’de, henüz üniversitedeyken telefon kulaklığı geliştirmiştir.
25 yaşında bir amplifikatör ve bir Regülatör icat etmiştir.
Tesla bobini, alternatör, osilatör, transformatör, endüksiyon motorları, alternatif akım motorları, Tesla türbini, uzaktan kumanda (bir tekne gösterisi yapmıştır), Atlantik aşırı radyo servisi, HES’ler, neon ve floresan ampuller, Radar, X-ışını, MR’ın çalışma mantığı önemli buluşlarındandır. MR için kullanılan Tesla biriminin mucididir.
1904 yılında dünya çapında telsiz sistemini açıklamıştı. Mors Alfabesi tarih olacaktı. Kablosuz iletişim sistemi ile ilgili bir kitapçık yayınladı, burada telefon, telgraf, teleks, haber yayını, borsa görüşmeleri, deniz ve hava trafiğine yardım, eğlence ve müzik yayını, saat ayarı, telefoto, radyo sitesi anlatılıyordu. Neredeyse günümüz iletişim teknolojilerini içeriyordu, artık gazeteye gerek kalmayacaktı, halk Tesla’yı kahin gibi görmeye başlamıştı.
KABLOSUZ ENERJİ NAKLİ
Tesla, iyonosferi kullanarak enerji iletimini sağlayacak kablosuz elektrik sistemleri üzerinde çalışmalar yaptı. İyonosferin elektrik yüklü parçacıkların yoğun olduğu bir bölge olmasını, buranın elektrik iletimi için ideal bir ortam olduğunu, elektrik enerjisini iyonosferdeki rezonans frekansları aracılığıyla iletebileceğini düşündü.
Bu çalışmalarında özellikle Wardenclyffe Kulesi öne çıkar. Kule, iyonosferdeki elektrik yüklü parçacıklar aracılığıyla enerjiyi ve radyo sinyallerini iletecek şekilde tasarlanmıştı, ancak finansal yatırımın geri çekilmesi nedeniyle tamamlanamadı. Kablosuz enerji iletimini dünya ölçeğinde gerçekleştirmenin finansmanı için J.P. Morgan ile tanıştı ve birlikte New York’un üst düzey ortamlarındaki toplantılara katılmaya başladılar, zarif ve bilgili yaklaşımları ile o çevrelerde aranan kişi olmuştu, finansal destek bakımından da Morgen ile anlaştılar. Ancak bakır madenleri, demir fabrikaları, kablo izolasyonunda kullanılmak üzere büyük kautçuk tarlaları olan J.P. Morgen bu buluşun kendisine büyük zarar vereceğini farkedince finansman sözleşmesini iptal etti, büyük hayal o gün için gerçekleşemedi.
Bir süre sonra diğer yatırımcılar da Tesla’nın şirketini terk edip mucidi parasız bıraktılar, çok zor durumda kaldı, patentlerinin kontrolünü bile kaybetti. Çeşitli elektrik ve elektrikli alet onarım işlerinde çalışmak zorunda kaldı. Bilim, mekanik ve edebiyatın çeşitli dallarında aldığı eğitime rağmen, özellikle New York sokaklarını kazma işinde çalışırken yaşadıklarının “şaka gibi“ olduğunu yazmıştır.
Tesla bobinini kullanarak kablosuz enerji aktarımını sağladı ve elli km. uzaktaki ampulleri yakmayı başardı. Ark aydınlatma sistemi ile New York’un gazlı sokak lambalarının kablosuz olarak kumanda edilmesini sağladı. Kısa mesafeler için sorun yoktu, sorun bu işi dünya ölçeğinde gerçekleştirmekteydi.
Tesla kablosuz iletişimin teorik temellerini atmış oldu, Alexander Popov İlk çalışan radyo alıcısını geliştirmiş, Marconi de kablosuz telgraf teknolojisini pratik ve ticari olarak uygulanabilir hale getirmiş, radyo iletişimini yaygınlaştırmıştır.
DARPA, Nikola Tesla’ nın en büyük hayalini gerçekleştirmiştir. Gazetenin havagazı konusunu irdelediğim sayısında DARPA ile ilgili ayrıntılı bilgi vermiştim. Bu kuruluş ABD üslerine dünya ölçeğinde kablosuz enerji sağlamaktadır. Günümüzde kablosuz elektrik transferi elektromanyetik indüksiyon, lazer, radyo frekansı, mikrodalga ile sağlanabilmektedir.
“Tesla Coil” adlı bir cihazı kablosuz enerji transferi ve yüksek gerilimli elektrik akımlarını üretmek için geliştirilmişti, elektromanyetik dalgalar ve yüksek voltajlı elektrik deşarjları olan “Tesla Coil”, silah amaçlı tasarlanmamıştı ancak silah kadar etkili olabileceği düşüncesi vardı.“Tesla Coil” Tesla’nın dâhice bir buluşudur.
Nikola Tesla, Teleforce adında, potansiyel olarak yıkıcı gücü olan, yüksek hızlı partikül ışını yayan bir silahı geliştirmekte olduğunu belirterek bunun 200 mil uzaklığa etkili olabilecek “ölüm ışını” olduğunu açıklamıştı, ancak bununla ilgili kanıt bulunamadı.
George Westinghaus’la birlikte Niyagara şelalesine yerleştirdikleri büyük Tesla Türbinleri ile elektrik üretimini başarmışlardır, böylelikle büyük hayallerinden biri daha gerçekleşmiş oluyordu. Tesla türbini gaz veya sıvı akışkanları kullanarak mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürmektedir.
Tesla elektromanyetik dalgaların yansıması prensiplerini kullanarak nesnelerin yerini tespit edebileceği fikrini öne sürdü, RADAR “Radio Detection And Ranging” düşüncesini oluşturdu. İlk başarılı uygulama ise Sir Robert Watson-Watt tarafından gerçekleştirilmiştir.
Nikola Tesla, son yıllarını yalnız ve parasal sıkıntı içinde geçirmiştir. ABD yaşamında Edison, Westinghaus, J. P. Morgen, Marconi’den hem kazanç sağlamış, hem de büyük zarar görmüştür.
Finansal Zorluklar, Rekabet ve Alternatifler, Tesla’nın yönetim ve iletişim problemleri yatırımcıların Tesla’dan desteklerini çekmelerine neden olmuştur.
Öldüğünde seksen kutu eşya ve doküman FBI tarafından alınarak National Defense Research Committe’ye teslim edilmiş, altmış kutusu üç gün sonra akrabalarına geri verilmiştir, yirmi kutunun ne olduğu bilinmemektedir.
Tesla’dan geride kalanlar üzerinde çalışmalara devam edildiği ve geliştirilen teknolojiler olduğu söylenmektedir.
Çok zengin dönemleri olmuş olmasına rağmen son yıllarda otel ücretini bile dostları ödemiştir. 7 Ocak 1943’te New York’ta, kaldığı otelde hayatını kaybetmiştir. Cenazesi, otel odası kapısındaki “rahatsız etmeyin” işaretini görmezden gelen kat görevlisi tarafından bulunmuştur. İki büyük cenaze töreninin ardından New York’ta Ferncliff mezarlığına defnedilmiştir.
Buluşları nedeniyle pek çok ödül almıştır ancak bunlar arasında Nobel ödülü yoktur. İletişim Teknolojilerinin temellerini atmıştır. Tesla zaman zaman Einstein ile karşılaştırılmıştır. İki büyük çağdaş dahi düşünüldüğünde Tesla’nın günümüzü, Einstein’ın geleceğimizi şekillendirdiği; Tesla’nın dünyaya açılan pencere, Einstein’ın, evrene açılan pencere olduğu öne sürülmektedir.
Nikola Tesla adına Belgrad ve Smiljan’da iki müze bulunmaktadır.
Bilim dünyasının ikonik öncüsü olarak adlandırılmaktadır..

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

Vücudunuzu iyi tanıyor musunuz? Değerini biliyor musunuz onun?

Vücudumuzda pek çok organ vardır. Kalp, ciğer, böbrek v.s. Hepsi de önemli ve değerlidir. Özde bu organların hepsi et parçası olsa da hepsinin ayrı bir değeri vardır. Bu organların kimine irademiz ile yön verebilir, kimisine de veremeyiz.Tıpkı bir şirketin yönetim birimleri gibi. Her birim doğru çalıştığında şirkete yarar sağlayan bir organdır. Ama doğru çalıştığında! Dil de irademizle yön verebildiğimiz bir organdır. Nedir Dil? Bir et parçası. Dil’i kullanmak ise beyin ve akıl ister. Beyin de bir et parçasıdır aslında. Onu kullanma yeteneğine ise akıl denir. Dil ve dilin önemi ile ilgili pek çok atasözü ve deyim vardır Türkçe’de. "Dil mi güzel, dilber mi güzel?", “Dil’in kemiği yoktur.” v.s. Toplum olarak dilimizi doğru ve güzel kullanma konusunda çok kötüyüz. Doğru ve temiz Türkçe konuşma konusunda tam bir felaket olduğumuz bir gerçek. Özellikle 80’li yıllarda artan dezenformasyon günümüzde Nirvana’ya ulaştı. Bırakın temiz Türkçe konuşmayı, Türkçe konuşmayı beceremez olduk. Dilimizden, edebiyattan, zerafetten çok uzağız.Bir de işin öteki boyutu var. Güzel konuşmak. Düşünerek konuşmak. Lafını tartarak konuşmak.Bu konuda da felaketiz toplum olarak. Günlük yaşamın içinde sıkça görüyor bu. Sevgisizliğimiz konuşmamıza yansıyor. Şirketlerde de bu olay çokça var. Yöneticilerin çalışanlarla konuşurken kullandıkları dil çok önemli. Her çalışan faklı bir kültürdür çünkü. Yanlış kullanılan dil çalışanının psikolojisini ve verimliliğini olumsuz olarak etkileyebilir. Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyetin 100. yılı şerefine piyanist ve besteci Fazıl Say tarafından bir marş yazıldı. 100. Yıl Marşı. Elbette ki bu eseri beğenen de beğenmeyen de oldu. Bu çok normal. Ama ortada bir gerçek vardı. Emek. Bu eserin yazımı için saatlerce, günlerce çalışıldı. Düşünüldü. Orkestra ve koro provaları yapıldı. Kayıt yapıldı. Her biri ayrı bir emekti. Ne yazık ki özellikle sosyal medyada bu eseri kötü bir dille eleştiren çok oldu. Düşünelim şimdi. Toplumumuzun en büyük eksikliklerinden biri nedir? Sevgisizlik. Bir insanı, dünya görüşünü, davranışlarını sevmeyebilirsiniz. Sevmek zorunda da değilsiniz. Ortaya koyduğu eseri de beğenmeyebilirsiniz. Bu çok normal. Peki emeğe saygısızlık nedir? Bu ülke en çok emeğe saygısızlıktan kaybetmiyor mu yıllardır? Çocuğunuz yıllarca üniversite okudu, yüksek lisans, master, doktora yaptı ama işsiz. Alanınızda uzmansınız, yurt dışı tecrübeniz var, çift yabancı diliniz var, ama iki kelimeyi yan yanagetiremeyen adam müdür. Tıp literatürüne geçmiş buluşlarınız, ameliyatlarınız var ama kendi ülkenizde ikinci sınıf vatandaş durumundasınız. Bunlar emeğe saygısızlık değil mi? Sevin birbirinizi. Saygı gösterin emeğe. Size yapılmasını istemediğiniz şeyi başkasına yapmayın. Güzel şeyler söylesin diliniz. Sevgisizlik en kötü şeydir.

Bir kahve molasında satılan dostluklar

ChatGPT: İş hayatında insanı en çok yıpratan şey, uzun mesailer ya da düşük maaşlar değil; aynı hedef için omuz omuza çalıştığı bir arkadaşının bir gün sırtını dönmesidir. Çünkü ihanet, sadece bir güveni değil, insanın iç dengesini de yıkar. Kısa vadede kazandırıyor gibi görünse de, uzun vadede itibar kaybı kaçınılmazdır; zira iş dünyası küçük bir ekosistemdir ve “güvenilmez” damgası bir kez vuruldu mu silinmez. Üstelik ihanet sadece kurbanı değil, kurumu da zehirler: Güvenin olmadığı yerde cesaret, yaratıcılık ve bağlılık barınamaz. Adil ve şeffaf olmayan ortamlarda ihanet kök salar, sadakat ise susar. Oysa gerçek başarı, başkasının sırtına basarak değil, birlikte yükselerek kazanılır. Çünkü hiçbir unvan, dostluğu satmanın bıraktığı gölgeyi silemez; ihanet eden sonunda yalnız kalır, kazandığını sandığı her şeyin aslında kayıp olduğunu çok geç anlar. İş dünyasında en değerli sermaye ne para ne güçtür — güven ve itibardır, ve onu kaybeden gerçekte her şeyini kaybeder.

Kendimizi geçmek, Trafikteki araçları geçmek gibi değil

Hayatta başarıyı çoğu zaman yanlış tanımlıyoruz; sanki mesele, başkalarını sollayıp varış çizgisine önce ulaşmakmış gibi. Oysa hayat bir yarış pisti değil, sabırla geçilmesi gereken uzun bir trafik akışı ve bu trafikteki tek rakibimiz, dünkü halimiz. Toplum bize hep “daha hızlı, daha çok, daha önde ol” diyor ama asıl soru şu olmalı: “Ben bugün, dünün ben’inden daha mı iyiyim?” Kendini geçmek; büyük zaferler kazanmak değil, küçük alışkanlıkları dönüştürmektir — dün ertelediğini bugün yapabilmek, öfkelendiğin yerde susabilmek ya da kendine bir bardak su fazla içirebilmektir. Başkalarıyla kıyaslandığında sonuç hep huzursuzluk olur, çünkü bu yarışın sonu yoktur. Gerçek başarı, kendi gölgeni geçebildiğin o küçük ama anlamlı anlarda gizlidir. Çünkü insan, başkalarını değil, kendi sınırlarını aştığında özgürleşir.

Transpersonel liderlikte güven: Ruhsal bilinç ile kurulan ekipler

Transpersonel liderlik, liderliği yalnızca hedefler ve performansla sınırlamayıp, ekibin bilinç, ruhsal denge ve kolektif uyumunu da gözeten bir anlayıştır. Bu liderlik türü, çalışanları birer “kaynak” değil, potansiyelleri ve sezgileriyle bir bütün olarak görür. Uruguay eski başkanı Jose Mujica, mütevazı yaşam tarzı, şeffaflığı ve toplumsal faydayı merkeze alan yaklaşımıyla bu liderlik anlayışının canlı bir örneğidir. Transpersonel lider için güven, bir strateji değil, ruhsal bir sorumluluktur; çünkü güven, hem ekip enerjisinin hem de kolektif bilincin temelini oluşturur. Şirketlerde güvenli bir ortam yaratmak, çalışanların içsel motivasyonlarını, yaratıcılıklarını ve bağlılıklarını artırır. Ancak güven zedelendiğinde, liderin görevi hatalarını fark etmek, şeffaflıkla iletişim kurmak ve tutarlılıkla güveni yeniden inşa etmektir. Dürüstlük, empati, adalet ve bilinçli iletişim, transpersonel liderin en güçlü araçlarıdır. Gerçek liderlik, sadece sözlerle değil, varlığıyla güven veren bir enerji alanı yaratabilmektir.