Bu yazı, Eisenhower Matrisi’ni kullanarak hem işte hem de hayatta zamanımızı daha bilinçli yönetmenin yollarını anlatıyor. Asıl amaç, sürekli bir koşturmaca içinde boğulmak yerine, gerçekten değer katan işlere odaklanmak. Bunun için acil ve önemli işleri hemen yapmak, önemli ama acil olmayanları planlamak, acil ama önemsiz işleri başkasına devretmek ya da otomatikleştirmek, önemsizleri ise tamamen hayatımızdan çıkarmak öneriliyor. Zamanı bloklar halinde odaklanarak geçirmek, faydasız toplantıları azaltmak, iletişim araçlarını daha verimli kullanmak, kısa molalar vermek, kendimizi geliştirecek becerilere yatırım yapmak ve iş-yaşam dengesini koruyacak sınırlar çizmek gibi adımlarla hem üretkenliğimizi hem de ruhsal huzurumuzu artırabileceğimiz vurgulanıyor.
Modern kadının günlük yaşamı, iş ve ev sorumlulukları arasında sürekli bir denge kurma çabasıyla geçiyor. Toplumun dayattığı mükemmel anne, eş ve başarılı yönetici rolleri, kadınları hem fiziksel hem de ruhsal olarak yıpratıyor. McKinsey'nin araştırmaları, bu durumun pandemiyle birlikte daha da kötüleştiğini gösteriyor. Oysa bu kısır döngüden kurtulmak mümkün. Bunun ilk adımı, her şeyi tek başına yapamayacağımızı kabul edip kendimize karşı daha anlayışlı olmak. Ev işlerinde eşit iş bölümü talep etmek, gerektiğinde profesyonel destek almak, iş hayatında sınırlar koymak ve en önemlisi, kendimize düzenli olarak "ben" zamanı yaratmak bu dengeyi kurmada hayati önem taşıyor. Esnek çalışma saatleri gibi kurumsal politikaların yaygınlaşması da bu sürece destek olacak. Unutmamalıyız ki, denge bir varış noktası değil, sürekli yeniden keşfedilen bir yolculuk ve bu yolculukta kendimize nazik olmak en önemli dersimiz.
Dur diyen olmazsa, kurumdaki yöneticiler hatalarını ve eksikliklerini inkâr etmeyi kendileri için ayrıcalıklı bir yetkinlik olarak görmeye başlar.Kuruma en büyük zararı, bu inkâr edebilme ‘’yetkinliğini’’...
Psikolojik tedavi yöntemleri teknolojinin gelişimiyle birlikte yeni bir boyut kazanıyor. Sanal gerçeklik (VR) teknolojisi, fobiler, anksiyete bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi...
Dijital sanat, 21. yüzyılın en dinamik ve dönüştürücü sanatsal hareketlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Geleneksel sanat formlarının dijital dünyayla buluşması, sadece yeni bir medyum...
Büyük veri, satış sektöründe devrim yaratıyor ve geleneksel analizleri aşarak şirketlere gerçek müşteri anlayışı sağlıyor. Veri havuzlarından elde edilen detaylı bilgilerle kişiselleştirilmiş satış ve pazarlama stratejileri mümkün oluyor. Bu veri analizleri, müşteri memnuniyetini ve şirket karlılığını artırıyor, rekabet avantajı sağlıyor.