Geçen hafta, çok sevdiğim bir sanat galerisinin açılışına katıldım. Sergi, bir sanatçının hayal gücünün sınırlarını zorlayan eserleri sunuyordu. Eserlere dalıp gitmiştim ki, içimden bir ses “Dur, bir dakika!” dedi. Bu ses, serginin teması olan “Hayal Gücünün Ötesi”nden geliyordu sanki. İşte o an, hedeflerimin ve başarı tanımımın sorgulandığı, içsel bir yolculuğa çıktım.
Sergideki eserler, beni kendi iç dünyama, hedeflerimin ötesine geçmeye itti. Eserlerde özgürlük vardı, sınırsız bir hayal gücü vardı. Oysa ben, iş dünyasının dayattığı hedefler peşinde koşuştururken, içimdeki sanatçı ruhu, yaratıcı yanlarımı bastırıyormuşum meğer. Hedeflerimin bana zincir vurduğunu, özgür irademi kısıtladığını hissettim o an. Oysa bir sanatçı için hayal gücü, onu sınırsız diyarlara uçuran, engin denizlere salan kanatlarıdır.
Peki hedefler, başarı yolculuğumuzda bize yön mü gösteriyor, yoksa bizi hapsettiği bir kafes mi oluyor? Bence hedeflerimizle aramızda sağlıklı, dengeli bir ilişki kurmalıyız. Evet, hedefler bize motivasyon verir, yol gösterir, ancak onlar bizim efendimiz olmamalı. Kişisel ve profesyonel hayatımız arasında bir armoni yakalamalı, içsel sesimizi dinlemeliyiz.
Örneğin, bir ressam hedefini sadece sattığı tablo sayısıyla ölçerse, sanatının ruhunu, yaratıcılığını yitirebilir. Oysa renkler, fırçanın dansı, tuvalin anlattığı hikaye, hepsi bir anlam ifade etmeli. Benzer şekilde, bir yazar da satış rakamlarına, popülerliğe odaklanırsa, belki daha çok satar, ancak özgünlüğünü, yazarlık tutkusunu, kaleminin gücünü kaybedebilir. Hedeflerimiz, bize ilham vermeli, yol göstermeli, ancak özgür irademizi, hayal gücümüzü asla kısıtlamamalı.
Bence, iş dünyası, hedeflerin esiri olmaktan kurtulmalı. Hedefler, bir araç olmalı, amaç olmamalı. Başarıyı, sadece sayısal verilerle değil, kişisel gelişim ve mutlulukla da ölçmeliyiz. Süreçlerin kalitesi, etik değerlere saygı, iş-yaşam dengesi, hepsi başarı tanımımızın bir parçası olmalı. Hedefler, bize yön göstermeli, ancak bizi sınırlayan duvarlar, zincirleyen prangalar olmamalı.
Elbette hayatımızın her alanında hedefler belirlemek önemli. Ancak hedefler, bizi yönetmemeli, biz hedeflerimizi yönetmeli, yönlendirmeliyiz. Özgürlüğümüzü, mutluluğumuzu, hayal gücümüzü hedeflerimizin önüne koymalıyız. İş dünyası, hedeflerin esiri olmaktan kurtulduğunda, başarı ve mutluluk el ele, yan yana yürüyecektir. Hedefler, bize eşlik etmeli, yol arkadaşımız olmalı, ancak bizim efendimiz olmamalı, bizi yönetmemeli.
Mesela geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ederken, onun da benzer bir deneyim yaşadığını öğrendim. Yıllarca kurumsal bir şirkette çalışmış, hep hedeflerin baskısı altında ezilmiş. En sonunda istifa edip, tutkusu olan seramik sanatına yönelmiş. Şimdi küçük bir atölyesi var, özgürce yaratıyor, mutlu. Bana “Hedefler hayatımı yönetiyordu, oysa şimdi ben hedeflerimi yönetiyorum” demişti. Bu sözler, benim de içimde yankılandı.
İşte, o sanat galerisindeki sergi, bana hedeflerimin esiri olmama konusunda çok değerli bir ders verdi. Eserlerdeki özgürlük ve yaratıcılık, içimdeki sanatçı ruhuyla kucaklaşmamı sağladı. Artık hedeflerim var, ancak onlar benim tutkumun peşinden koşarken kanatlarım, hayal gücüm özgürce uçuyor. Hedeflerim bana eşlik ediyor, yol gösteriyor, ancak beni sınırlamıyor, önüme engeller koymuyor. Onlar benim özgürlüğümü kısıtlayan prangalar değil, hayal gücümü besleyen, tutkumu ateşleyen ilham kaynakları.
Belki sizler de bazen hedeflerinizin sizi esir aldığını, sınırladığını hissediyorsunuzdur. Ancak unutmayın, hedefler sizin için var, siz hedefler için değil. Onları araç olarak kullanın, kendinizi onlara adamayın. İçinizdeki sese, tutkularınıza, hayallerinize kulak verin. Başarı, sadece hedeflere ulaşmak değil, yolculuğun kendisinden keyif almak, kendinizi gerçekleştirmek, mutlu olmaktır.
Hedefleriniz size ilham versin, yol göstersin, ama asla sizi sınırlamasın. Onları esnek tutun, gerektiğinde değiştirin, ama özünüzden, değerlerinizden asla ödün vermeyin. Hayal gücünüzün kanatlarıyla özgürce uçun, kendi başarı tanımınızı yaratın. Unutmayın, siz hedeflerinizin efendisi olun, onlar sizin değil. Ancak o zaman gerçek başarıya, huzura, mutluluğa ulaşabilirsiniz.
Hepinize hayal gücünüzün sınırlarını zorlayan, sizi özgürleştiren, mutlu eden bir yolculuk diliyorum. Hedefleriniz hep yol arkadaşınız, ilham kaynağınız olsun. Kendinize inanın, içinizdeki sese güvenin. Başarı, sizin tanımladığınız gibi olacaktır.
Tarih