İşgücü Piyasasında Şartlar Değişiyor,X kuşağı Tekrar Sahalara Dönüyor!

Tarih

Şiirlerini keyifle okuduğum değerli Can Yücel’in 20 yaş, 35 yaş, 40 yaş ve Bugün ki ben şiirinin son kısmında;
“Geldiler.
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
Bugün kü ben dördümüz.
Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim.
Sen karışma moruk dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler.
Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…”
Üstad, muazzam bir yorum ve tespitle, bırakın insanların birbiriyle anlaşamamalarını, insanların yaşadıkça ne kadar farklılaştığını, değiştiğini bir önceki kimliğiyle uzlaşamadığının altını net bir şekilde çizmiş.
“Sümer tabletlerinde ‘Bu gençlik nereye gidiyor?’ yazısını gördüğümden beri gençleri sorgulamıyorum”, diyen Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ. “Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, Yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar.” (Aristo, MÖ 350) ve “Günümüz gençleri öyle umursamaz ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı olmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.” (Hesiod, MÖ 800) diyen ünlü düşünürlerde aslında nesiller boyu süren çatışmaların çok kadim zamanlara dayandığını göstermektedir.
Aynı dönemde doğan insanlar yaşadıkları ortak olaylar ve yaşanan sosyoekonomik, politik ve kültürel olaylardan etkilenirler ve ortak karakteristik özelliklere sahip olurlar. Ortak özelliklere sahip belirli dönemlerde doğmuş insanlar da kategorize edebileceğimiz kuşakları oluştururlar.
Son yüzyıla baktığımızda, kuşakları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.
1925 ile 1945 yılları arasında doğanlara Sessiz Kuşak
1946 ile 1964 yılları arasında doğanlara “Baby Boomers” Bebek bombardımanı
1965 ile 1980 yılları arasında doğanlara X kuşağı
1981 ile 1996 yılları arasında doğanlara Y Kuşağı
1997 ile 2015 yılları arasında doğanlara Z kuşağı
2010 ile 2020 yılları arası doğanlara ise Alfa kuşağı denmektedir.
Şu anda aktif çalışma hayatının neredeyse tamamını oluşturan X, Y ve Z kuşakları arasında oluşan çatışmalar birçok araştırma ve teze konu olmuş, bu çatışmaları yönetebilen liderler ve ekipler başarılarıyla diğerlerine fark atmıştır.
X kuşağı, otoriteye saygılı, sadık, kurallara uyumlu ve çalışkan bir nesildir. Bu jenerasyona mensup kişiler, hırslı, zorluklarla mücadeleci, motivasyonu yüksek olan kişilerdir ve rekabetçidirler. Sabırla emeklerinin karşılığını almayı beklerler. Hayatlarını sürdürebilmek için çalışırlar. İçinde bulunduğu mevcut imkanlarla yetinirler. Bu özellikleriyle özgürlüğüne düşkün, nedenleri sorgulayan, işyerinde kılık kıyafetten çalışma saatlerine kadar daima esneklik isteyen, zoraki dayatmaları sevmeyen ve görüşlerine ters gelen fikirleri eleştiren Y kuşağını yönetirken sık sık çatışma yaşamışlardı. Zamanla terfi alıp yönetici olan Y kuşağı ise aynı sınavı Z kuşağı ile yaşamaya başladı. Aynı anda birçok işle meşgul olabilen, çabuk sıkılan ve tüketen, odaklanma süreleri kısa, sabırsız olan Z kuşağı önceki kuşaklara göre daha az zorluk gördüğü içinde iş hayatında da azim ve hırs eksikliği yaşayabiliyordu. Teknolojinin içine doğmuş, interneti ve sosyal medyayla daha yürümeden tanışmış Z kuşağının yöneticisi ister X ister Y kuşağı olsun anlaşmazlığa düşmesi sıkça rastlanan bir durumdur.
Z Kuşağı, iş hayatında hızlı ilerlemeyi ve kısa sürede başarıyı hedefler. Yüksek teknolojik becerilere sahip oldukları için, bu becerilerini kullanabilecekleri ve sürekli öğrenme fırsatı bulabilecekleri işleri tercih ederler. Esneklik ve özgürlük, bu kuşak için iş hayatının vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu nedenle sık sık iş değiştirmek, mutlu olmadığı işe bir şans daha vermeden ayrılmak önceki kuşakların aksine bu kuşak için normal bir davranış olmuştur. Oysa işverenler için işin devamlılığı, çalışana yapılan yatırımın boşa gitmemesi, büyüme ve karlılık için büyük önem taşımaktadır.
Ülkemizde EYT’lilerin emekli olmasından sonra milyonlarca X kuşağı kısa zamanda emekli oldu. Emekli olurken yılların tecrübelerini de yanlarında götürdüler. Bu açığı kapatmak için birçok şirket emekli olan çalışanların işlerine devam edebilmelerine olanak sağlayan değişikliklere gittiler geriye kalan açığı kapatma görevi ise Z kuşağına düştü. Ancak masa başında çalışmak isteyen, bağımsızlığına düşkün, bireysel çalışmayı ekip çalışmasına tercih eden, kısa sürede terfi bekleyen Z kuşağının büyük kısmı ne çalışırken memnun oldu ne de işverenlerini memnun edebildi. Sadece emekli maaşı ile geçinemeyen X kuşağı emeklileri ise tekrar çalışma hayatına dönmek isteyince işverenler iki farklı profil arasında tercih yapmak zorunda kalıyorlar. Bu işin çözümü, Y ve Z kuşağının dolduramadığı kadrolar için tekrar sahalara dönen X kuşağının destekleri sayesinde kolaylaşacak gibi gözüküyor. Elli yaş üzeri tecrübeli ama yeniliklere pekte uyum sağlamak istemeyen X kuşağı ile hızlı adapte olabilen ama bir yıl bile çalışmadan iş değiştirme ihtimali yüksek Z kuşağı arasında tercih yapmak zorunda kalmak işverenlerin zorlu sınavı haline geldi.
İş hayatında matematiğin aksine, üç bilinmeyenli X,Y ve Z denkleminin tek bir doğru çözümü yok.
Peki siz boş kadronuza hangi kuşağı yerleştirmek isterdiniz!

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

İşinizden ayrılma zamanı geldi mi?

Her sabah işe gitmek için hazırlanırken, aynada kendinize baktığınızda...

Nasıl biri olduğunuzu merak ediyor musunuz? Bu yazıyı okumadan geçmeyin.

Kişinin kendi daha iyi versiyonunu yaratma arzusu giderek güçlenen...

İş Yaşamında Yaratıcı Zeka

Yapay zekanın yaşamımıza girmesiyle yaratıcı insan zekasının geri planda...

Gezginler için yeni teknolojiler

Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesi, seyahat deneyimini kökten değiştiren bir...