Hafta sonu akşam üzeri Eski Foça yolundan İzmir e dönüyoruz. Bizim önümüzde bir iki araç ve karşı yönden de gelen o sayıda araç varken birden herkes frenlere asıldı, önce yavaşladık sonra durmak zorunda kaldık.
Cins olduğu belli, kıvır kıvır kahverengi, güzel bir Kaniş korkudan büyümüş gözleri ile duran her bir araca sırasıyla koşturuyor , bakıyor, havlıyor. Belli ki onu yolun ortasına atarak, terk edip giden sahibinin gelip tekrar onu alacağı umudu ya da çaresizliği içerinde panik yaşıyor.
Artık var olmayacak insafsız sahipleri hakkında söylenecek çok negatif söz ve yorum yapmak mümkün olsa da , aileye muhtemelen çocuklarına oyuncak olsun diye yavruyken alınan bu hayvan artık belirsizliğin ortasında tek başına.
Özel sektörde kariyer yapmak isteyen herkesin başına gelebilecek doğal bir sonuçtur aslında sokağa bırakılmak.
“Tek bir farkla siz bir Kaniş değilsiniz.”
Hepimiz hep daha iyisini elde etmek için çalışıyoruz. Daha iyi iş, daha iyi amir, daha iyi ekip, daha iyi patron, daha iyi şirket, daha iyi ücret, daha iyi sektör. Diğer yandan şirketler de kendi yapıları açısından bakıldığında hep daha iyi sonuçlar elde etmek için kurulup insan kaynağı çalıştırıyorlar. Sizi de bu insan kaynağının/ailenin gelişim ihtiyaçlarına uyum sağlayarak çalışacak yeni bir insan kaynağı olabileceğinizi düşünerek işe alıyorlar.
Değişim ve ihtiyaçlar kaçınılmazdır. Sürekli bir değişim içerisinde olan şirketiniz zaman içerisinde sizi başarılı bir profesyonel olarak değerlendirse ve sizde kendinizi güvende başarılı ve mutlu bir çalışan olarak görüyor olsanız da değişen organizasyonel yapı, işin gereklilikleri vb bir çok nedenle artık sizin o yapı içerisinde kalmanız mümkün olmayabilir.
Ve son görüşme ardından dışarıdasınızdır. Makam, şirket aracı, ücret, sosyal statü, her şey ama her şey yeniden yazılmaya başlanacaktır.
Şirket sahibine veya kurumsal bir şirket ise amirinize kızabilirsiniz ama daha fazla da bir şey yapmanıza ya da söylemde bulunmanıza gerek yoktur. Çünkü kendi iradeniz ile o işi kabul etmiş, çalışmış, karşılığında belki terfi alıp yükselmiş , ücretinizi ve primlerinizi düzenli almış ve kendi hayatınızı da buna göre sürdürme imkanına sahip olmuşsunuzdur. Özetle şirket üzerine düşen tarafını o ana kadar yapmış sizi istihdam etmiş, mutlu ya da mutsuz etmiştir ama o süreç artık tamamlanmış ve artık yeni yolunuzu siz belirlemek zorundasınızdır.
Şirketler her zaman aile kavramından hareketle birlik ve beraberlik ortamı yaratmaya çalışsalar da doğal olarak aslında ihtiyaçlar hiyerarşisi içerinde oluşan bu yapı gün gelir sizin aileniz olmaktan çıkar.
İş hayatında kariyer yapmak zordur ama bu sürekli değişimi yaşamak her zaman keyiflidir. Sizi ayakta ve yolda tutar. Bireylere, kurumlara körü körüne bağlanarak tutunmak yerine her şeye psikolojik ve maddi olarak hazırlıklı olmak adına her zaman çantanızda hayata geçireceğiniz bir B ve/veya C hareket planınız hep aklınızda yada çantanızda bulunmalıdır.
Sizin bulunmadığınız ortamlarda sizin adınıza doğru veya yanlış kararlar alındığını ve sizin de buna bağlı yaşamak ve çalışmak zorunda olduğunuzu hatırlayarak başınıza gelebilecek her yeni değişime ya proaktif olarak siz karar vermeli ve uygulamaya önce siz geçmelisiniz yada gerçekleşen ve/veya başınıza gelen bu değişimlere hazırlıklı olmak adına her daim gözünüzü açık tutarak çalıştığınız sektörde veya gelişen yeni sektörlerde yerinizi almak için hazırlık yapmalısınız.
Merak edenler için not : Araçlardan birinden bir kadın o kanişi aracına aldı.
Yazarımızın Özgeçmişi
Gazi Üniversitesi -İşletme ve Yönetim Lisans Eğitiminden sonra Unilever, Tim Group, Viko Elektrik ve Elektronik, Ülker, Savola ve Karsan şirketlerinde üst düzey yöneticilik ve Genel Müdürlük yapmıştır. CEO Club Türkiye /CAPITAL, GM Club gibi organizasyonlarda görev almıştır. -ACC -Uluslararası Koçluk Federasyonu Adler Internatıonal /ICF Internatıonal sertifikasyonlara sahiptir. Halen Şirketlere ve Üst düzey yöneticilere koçluk, mentorluk ve danışmanlık yapmaktadır.