Hepimiz çalıştığımız sürece çok farklı deneyimler elde ediyoruz. İyi veya kötü tüm anılarımız çalıştığımız şirketlerde mesai harcarken birikiyor. Bazen boş boş oturup hiçbir işle...
Internet icat olalı çok zaman geçmedi. İnsanoğlunun bilgi ve olayları , aklın almayacağı bir hızda paylaşma arzusu nedeni ile dünyanın her yerinde bilgisayar kullanıcıları...
Danışmanlık vermemizi isteyen şirket ülkenin en önde gelen makine ithalatçılarından birisiydi.Kurucusunun azmi, mütevaziliği, dürüstlüğü ve mücadele gücü ile nerede ise yoktan var olmuştu.Sektördeki üreticilerin...
Geçen sayıdaki köşe yazımda akıllarda tutulmasını önerdiğim aşağıdaki cümleden devam edelim izninizle.‘’Bireylere, kurumlara körü körüne bağlanarak tutunmak yerine her şeye psikolojik ve maddi olarak...
H. Suat ATALAY
Bilinçli bireyler için farklı bir bakış açısı ile ebeveyn unvanını almış her birimizin eğer aileden gelen ve çocuklarımızın bizden sonra da devam...
Satış ekibinizin motivasyonunu ve performansını artırmanın en etkili yollarından biri, stratejik olarak tasarlanmış bir prim ve ödüllendirme sistemidir. Ancak, bu sistemleri nasıl daha verimli...
İlk satış eğitimlerime başladığım yıllarda bir eğitimci bana "İnsanın yakıtı başarıdır. Senin yakıtın nedir?" diye sordu. Ben de sizlere soruyorum. Peki, senin yakıtın nedir?...
Geçen hafta bir arkadaşımın “savunma yazısı” nedeniyle yaşadığı kaygı, beni insanların en kötü senaryolara odaklanma eğilmi üzerine düşündürdü. “En kötü ne olabilir ki?” sözü, çoğu zaman bizi korumak yerine potansiyelimizden uzaklaştıran bir düşünce kalıbına dönüşüyor. Oysa olumsuzluklara odaklanmak yerine, onları birer fırsat olarak görmek; hayatı elmas gibi her yüzüyle parlatmak demektir. Tıpkı iyi kesilmemiş bir pırlantanın ışığı yutması gibi, olumsuz düşünceler de yaşam enerjimizi söndürür. Satranç ustası Lasker’in dediği gibi, “İyi bir hamle gördüğünde, bekle ve daha iyisini ara.” Bu, yalnızca stratejide değil, hayatta da geçerli bir bilgelik. Çünkü iyimserlik bir karakter özelliği değil, bilinçli bir seçimdir. Korkunun yönettiği zihni susturup, değerlerimize uygun bir tutum geliştirdiğimizde hem kendimizi hem de hayatı daha net görürüz; işte o zaman ışığımız gerçekten parlar.